top of page

Sağlık İçin Evde Kalma Programları Çevre Dostu İç Mekanlara Olan Talebi Artırıyor

COVID-19 tüm dünyada çoğu kişiyi evde kalmaya zorladı. İçinde bulunduğumuz süre boyunca, evde kalanlar evlerinin iç detaylarına daha fazla dikkat etmeye başladı.

Birçok kişi, zamanlarını verimli kullanmak için ev geliştirme projelerine yöneldi. Coronavirüs de birçok kişiyi sağlık bilincine sahip olmaya zorladı. Çevre dostu üreticiler için Harris Poll tarafından yönetilen ortak bir çalışmanın anketine katılanların %69'u “COVID-19'un bir sonucu olarak ev ortamlarını daha sağlıklı hale getirmek için harekete geçtiklerini veya planlamayı planladıklarını” söyledi. Bu hiç de şaşırtıcı değil.


Evleri nasıl daha sağlıklı ve çevre dostu hale getirebiliriz? Birincisi, ankete katılanların %45'i evlerni daha sık temizliyor. Bunu, zararlı VOC'lardan kaçınmak için “çevre dostu boya kullanmayı, hava filtrelerini değiştirmeyi, hava temizleyicileri eklemeyi ve / veya evlerine daha fazla bitki eklemeyi” planlayan %43 takip ediyor. Daha sonra, %17'si doğal veya kimyasal içermeyen ev ürünlerine doğru kayarken, %12'si sert kimyasalları temizleyici olarak kullanmayı bırakacağını belirtiyor. Bir diğer %10 kesim ise evlerine bir nemlendirici ekleyecek.



İskandinav şirketi Tikkurila, nesli tükenmekte olan türleri korumak için yeni boya koleksiyonunu tanıttı. Buna benzer çalışmalar gün geçtikçe artıyor. Tekstil sektöründe de bunun yansımaları oluyor.


VOC'ler yani Uçucu Organik Bileşikler nelerdir? Amerika Birleşik Devletleri Çevre Koruma Ajansı (EPA), sağlık üzerinde olumsuz etkileri olan gazlar yayan maddeler olarak tanımlamaktadır. Örneğin zehirli dumanları baş ağrılarına, baş dönmesine, solunum yollarında tahrişe, görme bozukluklarına veya daha ciddi bedensel reaksiyonlara neden olabilir. VOC'ler boyalar, vernikler, temizleyiciler, dezenfektanlar, oda spreyleri, böcek ilaçları ve hatta hobi malzemelerinde bulunabilir. VOC’ler bugün 1200’den fazla sayıdadır.


Çevre dostu boyaların ve temizlik maddelerinin kullanımı daha sağlıklı bir ev ortamı sağlamaktadır. Bu nedenle, pandemi sırasında çevreye duyarlı ürünlere yönelen kişiler evdeki gelişmelere daha fazla zaman ayırdıkça, çevre dostu boyalara ilgi göstermeye başladılar.


ECOS CEO çevre dostu boya firmasından Julian Crawford, “30 yılı aşkın bir süredir ev dekorasyonu kategorisinde olan tüketici davranışındaki bu değişikliğin sektörü önemli ölçüde değiştireceğine inanıyoruz” dedi.

“Boya kesinlikle iç mekan hava kalitesini etkiler. ECOS Boyalar başlangıçta onlarca yıl önce, güçlü kokuları ve sert kimyasalları tolere edemeyen çocuklar ve bebekler de dahil olmak üzere kimyasal duyarlılığa sahip bireyler için bir çözüm olarak yaratıldı. Günümüzde çevre dostu boyalar evlerde daha sağlıklı, sağlıklı yaşam odaklı yaşam ortamları yaratmayı önemseyen daha geniş bir tüketici pazarı arasında favori haline geldi.”

Evdeki Çalışma Ortamı

Evdeki çalışma ortamı verimliliği doğrudan etkiliyor. Evden çalışan insan sayısı pandemi öncesinde de giderek artan bir eğilimdir. Evde çalışanlarının sayısının düzenli bir şekilde artığı belirgin bir iş trend. Gallup Amerikan İşyeri Raporuna göre, 2012’de %39 seviyesinde evden çalışanlar yüzdesi, 2016’da %43’e çıkmıştır. Bu rakamlar gösteriyor ki, evdeki çalışma ortamımız dolaylı yoldan işletmenin başarısı, geliri ve ekonomisi ile ilişkilidir.

Çalışma Kuralları Yenileniyor

Yaşanan teknolojik ve toplumsal gelişmeler, iş hayatının da pek çok yönden dönüşmesine ve yeni çalışma biçimlerinin daha çok ilgi görmesine neden oluyor. Bu durum pandemi ve afetlerde ise kaçınılmaz olarak uygulanması gereken bir çalışma modeline dönüşüyor.


Bilinen çalışma biçimi olan ofis, birçok sektörde yerini yavaş yavaş evden çalışma olarak da bilinen "home office çalışma" şekline viriyor. Birçok işveren ve çalışan için de uzak bir fikir gibi görülen evden çalışma, sektöre ve çalışma düzenine göre farklılaşan birçok avantaj ve dezavantaj barındırıyor. Ancak her durumda, çalışma hayatlarının gözle görülür bir evrim geçirmeye başladığını söylemek mümkün. Afet ve pandemilere dayanıklı bir işletme yapısı için de evden çalışma önemli bir konu başlığı.

Bazı sektörler öncelikli olarak çalışanlarına evden çalışma olanağı sunuyor. Evden çalışarak kazanç sağlamak mümkün ve ayrıca işletmeler için önemli bir koruyucu kalkan. Bu yeni çalışma biçimi toplumun dezavantajlı grupları için de avantajlı bir seçenek olabiliyor.

Günümüzde evden çalışma dendiğinde sınırlı sayıda meslek grubu akıllara gelse de esasen uzaktan çalışanların sektör yelpazesi oldukça geniştir. Pandemi sonrası “post pandemi” çağı olarak tanımlanan bu dönem, sayısız mesleği eve ve dijital ortama taşımayı mümkün kılıyor.

“Freelancer” olarak tanımlanan serbest çalışanların büyük çoğunluğu; çevirmenlik, grafikerlik, yazarlık, editörlük, yazılımcılık ve pazarlamacılık gibi işlerle uğraşıyor. Ancak evden çalışma biçimine bir çerçeve çizildiğinde, internet ve bilgisayarın yanı sıra evdeki olanakları kullanarak yapılabilecek tüm işleri bu çerçeve sınırlarına dahil etmek mümkün.


İşletmeler evden veya uzaktan çalışma ismi verilen bu çalışma biçimine kendilerini adapte etmek zorunda kalmaktadır. Bu çalışma sistemi ise yöneticilerin analayışından hukuka, teknoloji altyapısından iş yapış şekillerine, ev seçiminden personel özelliklerine, iş sözleşmelerinden iş hukukuna kadar geniş bir kapsamla planlama ve uygulama gerektiriyor. Ancak yapılmaması gereken en temel hata bu konunun hafife alınması, araştırma yapmadan yöneticilerin kişisel deneyimlerle yol alınmasıdır. Bu işletmelere çok miktarda para, zaman ve personel kaybettirecek bir süreç olabilir.


Evden Çalışmak Evimizdeki Ofis Kitabı Çok Yakında Yayınlanacak

ECOBUILD’in hazırladığı “Evden Çalışmak Evimizdeki Ofis”kitabı, çok boyutlu olarak evden çalışmanın tüm konularını çalışanlar ve yöneticiler açısından özetliyor.Kitap konuyu çalışan, işletme, devlet yönünden bütüncül olarak ele alıyor. Günlük öneriler değil köklü anlayış değişikliğinin sistematiğini ortaya koyuyor. Kitap tüm kesimler için önemli bir rehber niteliğinde.


İşletmeler ve Ülke Ekonomisi

İşletmeler ülke ekonomisi için vazgeçilmezdir. Ülke ekonomisinin çarkları her ölçekteki işletmelerin ayakta kalması ile dönebilmektedir. Vergi gelirleri devletler için çok kritiktir. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde vergi gelirlerinin pandemi dönemlerinde aniden düşmesi önemli bir ekonomik krizdir. Bu nedenle ülkenin ekonomik krize girmemesi için işletmelerin dayanıklılık planlaması yapması kaçınılmazdır. Bu dayanıklılık planlamasında en önemli adım evden çalışma, esnek çalışma veya uzaktan çalışma kurallarının iyi öğrenilmesi ve uygulanmasıdır.

Bu nedenle işletmelerin pandemi, afet veya diğer beklenmeyen durumlarda ayakta kalabilmesi çok önemlidir. Ülkelerin çalışma sistemini yöneten bakanlık ve benzeri birimleri evden çalışma kurallarını, hukukunu ve sağlığını planlamalıdır.

Ülke maliye birimleri, işletmeleri evden çalışma planlarına ve hazırlık kapasitelerine göre ödüllendirmeli ve teşvik etmelidir. Bu durum ülke ekonomisini koruyacağından bilimsel olarak ele alınmalıdır.

Her ülkenin:

  • Yaş ortalaması

  • Erkek kadın oranı

  • Aile büyüklüğü

  • Konut seçme alışkanlıkları

  • Konut tipoloji ve büyüklükleri

  • Şehir planlama yaklaşımı

  • Enerji ve veri altyapısı

  • Ulaşım sistemi tercihleri

  • Sağlık sistemi

  • Hukuk sistemi

  • Stratejik işletme ve gelir kaynakları farklılıklar göstermektedir.

Ülke yönetimleri kendi ekonomilerini gereğini yerine getirebilecek, ekonomiyi en yüksek oranda koruyabilecek stratejileri oluşturmalıdır.

Ülke yönetimleri pandemi, afet veya savaş gibi dönemlerde nasıl ayakta kalacağının eylem planlarını yapmak zorundadır. COVID-19 pandemisi dünyadaki bir çok ülkeyi hazırlıksız ve plansız yakalamıştır.


Pandemilere ve benzerlerine hazırlıksız yakalanmamak için işletmelerin iş yapış şekillerini planlamaları kaçınılmazdır. pandemi dönemi işletlemlere bilişim altyapılarını yenileme, çağdaş yazılımları kullanma, personel yapısını yeni iş modellerine adapte etme, düyadaki yeni iş modellerini keşfetme olanağı tanımıştır. Bu olanağın değerlendirilmesi gereklidir.

Fon sağlayan kuruluşların, işletmelerin esnek iş modellerine geçmesi, risk yönetimi yaparak yeni evden çalışma sistemlerinin altyapılarını, personel eğitimlerini ve donanımlarını sağlama kapsamında kapasitelerini geliştirmelerine kredi sağlayabileceği değerlendirilmektedir.


Eğitim Sistemi Dönüşümü

Eğitim sistemi pandemi sonrasında değişecektir. Eğitim sisteminin değişimi içerik olarak 2 farklı kulvarda yaşanacaktır.


1.Eğitim Sistemi Yapısının Adaptasyonu: Eğitim sistemi ülke genelinde pandemilerde yapacağı uygulamalara göre değişecektir. İlk öğretimden yüksek lisansa kadar müfredat içerikleri uzaktan sunulacak yapıya adapte olmalıdır.


2.İşletmelerde Çalışacak Olan Kişilerin Eğitimi: İşletmelerde çalışan kişiler ilk öğretim seviyesinden, mesleki eğitime, üniversiteye ve oradan yüksek lisans veya doktora seviyesine kadar farklı eğitim seviyelerindedir. Bu çalışan kişilerin eğitimlerini aldıkları kuruluşlar onları sadece ofislerde değil artık evlerde de çalışabilecekleri şekilde eğitmelidir.


Dolayısıyla ülke eğitim sistemi uzaktan veya evden çalışmaya adapte edilmeli, ülke eğitim sisteminde yetiştirlen ilerinin işletme personelleri evden çalışma dersi almalı veya tüm derslerde evden çalışmayı ilgilendiren konular öğrencilere verilmelidir. Ülke eğitim sistemi iş hayatını evden çalışmaya adapte ettiği sürece ekonomisini daha dayanıklı kılacaktır. İşletmeler evden çalışma konusunda ülke eğitim sistemi tarafından da bu şekilde desteklenmeli, bu konu sadece işletmelere bırakılmamalıdır. Ülkedeki her seviyede okuldan mezun olan kişiler evden çalışma eğitimini okulunda aldığında, çalışmayan bir aile ferdi bile olduğunda kuralları bildiğinden evde çalışan kişi/kişilere çalışmalarında ilave verimlilik sağlayacaktır.


80 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page