Son 5 aydır dünya genelinde yaşanan küresel salgınla birlikte zamanımızın %90’ından fazlasını geçirdiğimiz binaların sağlığımız üzerine etkisini tekrar ve daha detaylı gözden geçirmeye başladık. Dünya yavaş yavaş yeni ‘normal’e adapte olmaya çalışırken, bina tasarımları ve binaları kullanış şekillerimiz de artık eskisi gibi olmayacak. Binaların fiziksel ve zihinsel sağlığımızı doğrudan etkilemesinin yanı sıra ünlü Britanyalı devlet adamı Winston Churchill’in de 1943 yılında değindiği gibi binaların yaşayış şekillerimiz üzerinde bile belirleyici etkisi vardır.
“Biz binaları şekillendiririz, sonra binalar bizi şekillendirir.” Winston Churchill
Covid-19 sonrası bina tasarımlarında şimdiye kadar dikkate almadığımız pek çok yeni konu ve kriter karşımıza çıkacak. Yakın gelecekte, tıpkı yangın dayanımı, deprem dayanımı gibi salgın hastalıklara ve enfeksiyona dayanımlı bina tasarımının da isteğe bağlı bir uygulama olmaktan öteye geçerek yeni bina tasarımlarında bir zorunluluğa dönüşeceğini göreceğiz. Salgın ve enfeksiyon dayanımının binalar için neden gerekli olduğunu hepimiz son bir kaç ayda yaşayarak ve maalesef önemli kayıplar da vererek öğrendik. Binalar hem çevreyle hem insanla etkileşim halinde bulunurlar. Bu yüzdendir ki 20 yıldan beridir dünya genelinde yeni nesil bina tasarımları çevreye duyarlı olmayı ve insan sağlığını korumayı odağına aldı. Başta LEED ve WELL olmak üzere çok sayıda yeşil bina ve sağlıklı bina standartları bir yandan binaların çevreye etkisini azaltmaya çalışırken diğer yandan da binalarda yaşayan insanların sağlığını korumak için uygulamalar öneriyor. Bu süreçte şunu da farkettik ki binaların çevresel ve sağlık boyutunun dolaylı etkisi dünya ekonomileri üzerinde oldu. Virüs yayılımını önleyemeyen binalar boşaltılmak zorunda kaldı, üretim aksadı ve kapasiteler azaldı. Eğer binalar pandemi ve enfeksiyona dayanımlı olarak tasarlanmış olsaydı, böylesine bir acil durumda uygun çalışma senaryolarına geçilerek bina kullanımı ve dolayısıyla iş, üretim aksamadan devam edebilecekti. Hastaneler eğer bu duruma tam anlamıyla hazırlıklı olsaydı sağlık personeli bu oranlarda enfekte olmayacaktı. Özetle, geldiğimiz nokta pandemi ve enfeksiyona dayanımlı sağlıklı bina tasarımının yeni binalarda ve mevcut binaların yenilemede vazgeçilmez olduğunu göstermektedir.
Pandemi ve Enfeksiyon Dayanımlı Sağlıklı Bina Tasarımı Nasıl Olmalıdır?
Pandemi ve enfeksiyon dayanımlı sağlıklı bina tasarımı çok disiplinli bir konudur: Binanın inşaat sürecinden başlayarak, mimari tasarımı, ısıtma-soğutma-havalandırma sistemlerinin tasarımı, güvenlik sistemleri, elektrik-aydınlatma sistemleri, bina işletmesi ve davranış değişimlerinin yönetimini kapsar.
Tüm bu başlıklar altında bulunan ve bilimsel verilerle desteklenen onlarca alt başlık ile yeni yapılacak binalarda, mevcut binaların yenilemede ve işletme süreçlerinde salgın ve enfeksiyon dayanımı sağlanmaktadır. Pandemi ve Enfeksiyon Dayanımlı Sağlıklı Bina Tasarımı, birincil olarak enfeksiyona neden olan bakteri ve virüslerin bina içinde girişini önlemeyi veya en aza indirmeyi; eğer hastalık kaynağı mikroorganizmalar bina içine girmişse, temas ve hava yolula bina içinde yayılımını engeller. İkincil etkisi ise işletme ve davranış yönetimi uygulamalarıyla olağan dışı salgın durumlarında veya olağan enfeksiyon vakalarında bina kullanıcılarının sağlıklı kalmasını ve performans düşüşü ve iş kaybı yaşanmamasını hedefler. ECOBUILD olarak 10 yılı aşkın yeşil ve sağlıklı bina deneyimlerimizi ve kabiliyetlerimizi konusunda uzman ekibimizle birlikte pandemi ve enfeksiyona dayanımlı sağlıklı binalar üretmek üzere inşaat ve gayrimenkul sektörünün hizmetine sunuyoruz. Bünyemizde bulunan uluslararası akreditasyona sahip uzmanlarımızla çevreye duyarlı, insan sağlığını koruyan ve salgın hastalıklara dayanımlı binalar üretmeniz için tasarımlar yapıyor, mühendislik hizmetleri sunuyoruz. Pandemi ve Enfeksiyon Dayanımlı Sağlıklı Bina Tasarımı için Türkiye'deki tek uzman firma olan ECOBUILD ile iletişime geçin.
Comments