top of page

Yeşil Binaların Bütüncül Enerji Verimliliği Yaklaşımı

Güncelleme tarihi: 23 Tem 2020


Sürdürülebilir, ekolojik, yeşil, çevre dostu gibi pek çok isim altında karşımıza çıkan doğayla uyumlu yapılar, yapının arazi seçiminden başlayarak yaşam döngüsü çerçevesinde değerlendirildiği, bütüncül ve sosyal-çevresel sorumluluk anlayışıyla tasarlandığı, iklim ve yerel özgül koşullara uygun, ihtiyacı kadar tüketen, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmiş, doğal, atık üretmeyen malzemelerin kullanıldığı ve ekosistemlere duyarlı yapılar olarak tarif edilebilir. Yeşil Binaların enerji yaklaşımı farklılıklar taşımaktadır. Sadece binanın kendi içinde enerji tutarlılığı değil, bina ulaşımı, alternatif ulaşım araçları, alternatif yakıtlı araçlarla bina ulaşımı, binanın ulaşılabilirliği yüksek yerlere imal edilmesi, imalat, malzeme seçimi gibi birçok başlık bütünsel olarak ele alınmaktadır. Böyle olunca bina yaşam döngüsü boyunca sadece yakıt tüketimi bakımından değil bütün destek sistemleriyle enerji verimli olmaktadır.

1. GİRİŞ

Enerji verimliliği günümüzde tüm dünyanın en önem verdiği konulardan birisidir ve gelecekte önemi daha da artacaktır. Enerji tüketimi ve doğanın korunması birbirleriyle birebir ilişkili konulardır. Enerjiyi az tüketen bir toplum doğayı en fazla koruyan toplumdur demek yanlış olmaz. Çünkü enerjiyi üretmek ve için gerekli olan işlemler doğaya olumsuz etki eden işlemlerdir. Enerji tüketiminde sanıldığının aksine enerji tüketimini sanayi değil binalar ve içinde yaşayan insanlar yapmaktadır. Binaların enerji tüketimi inşaatlarındaki enerji tüketiminden başlamakta yaşam döngüsünce sürmektedir.

Enerji verimliliği politikaları; sürdürülebilir büyüme, arz güvenliği ve yaşanabilir bir çevre amaçlamaktadır. Enerji verimliliği; ulaşım, aydınlatma, yapılar, aletler, eşyalar, sanayi, enerji ekipmanları ve tüm sektörlerde büyük bir dönüşüm gerektirmektedir. Enerji verimliliği sadece tasarruf değildir. Aynı zamanda yeni işler, istihdam, fırsat ve kazanç demektir. Enerji verimliliği; doğru teknolojiler, toplumsal bilinç ve kamusal düzenlemeler içeren uzun soluklu bir süreçtir. Bu sürecin içinde mutlaka yeşil binalar en ön sırada olmalıdır. Türkiye OECD ülkeleri içinde 1.000 USD GSMH başına 0,38 TEP ile en fazla enerji harcayan ülkedir. Türkiye’nin cari açık probleminin birinci kaynağı enerji ithalatıdır. Enerji tüketiminde sağlanacak olan verimlilik Türkiye’nin makro ekononomik göstergelerine pozitif yönde katkı sağlayacaktır. AB’ye üye ülkeler enerji tasarruf potansiyellerini ortaya çıkarmışlar ve 2008-2016 dönemi ortalama %9 tasarruf edeceklerini deklare etmişlerdir. Enerji verimliliği açısından ileri noktada olan bu ülkelerin enerji verimliliği çalışmaları yol göstericidir. Avrupa bu tasarrufu büyük oranda yeşil binalarla gerçekleştirecektir.

Binaların ve onların oluşturduğu yerleşimlerin küresel ısınmaya sebep olan başlıca seragazı olan CO2 salınımının %40’ından sorumlu olduğunu düşünürsek, mimarlar, mühendisler, şehir plancıları ve en önemlisi yönetmelikleri belirleyen devlet yetkililerine büyük sorumluluklar düştüğünü görürüz. Bina ve yerleşimlerin çevreye olan etkileri ürettikleri CO2 gazıyla da sınırlı değildir. Aynı zamanda binalar; ulusal su kullanımının yaklaşık %12’si, ülkedeki atıkların %65’i ve en önemlisi ülkesel elektrik tüketiminin de yaklaşık %71’inden sorumludurlar.

2. YEŞİL BİNALARIN BÜTÜNCÜL ENERJİ VERİMLİLİĞİ YAKLAŞIMI

Binalara ait olan tüketim rakamlarının büyüklüğü, binaların ve yerleşimlerin çevreye olan etkilerinin azaltılması için aynı zamanda enerji tasarrufu için büyük bir potansiyelin olduğu anlamına gelir. Yani binalar ile ilgili olan konuların neredeyse tamamı enerji tüketimi veya tasarrufu anlamına gelmektedir. Binalara ait olan enerji tüketimi çok farklı alanlarda yer almaktadır.

Yukarıda bahsettiğimiz binalara ait enerji tüketimine sadece bina ısısının sağlanması, bina iç hacimlerinde termal konfor için harcanan enerji ve bina iç ve dış aydınlatması olarak bakılması konunun sadece görünen ve basit başlıklarına odaklanılması anlamına gelmektedir.

Amerika’da yapılan çalışmalar [1],[2],[3] “yeşil” veya “çevreci” olarak tabir edilen binaların enerji tüketiminde %24-50, CO2 salınımında %33-39, su tüketiminde %40 ve atıklarda %70’e varan bir düşüş sağlayacağını ortaya koymaktadır. Yatırım ve maliyet açısından bakıldığında da yeşil binalara yapılan yatırımların orta vadede yatırımcıya geri döndüğü görülmektedir. 2008 yılında ABD’de yayınlanan sektör raporlarına göre yeşil bina tasarım maliyetlerinde, sadece %1 - %10 arası bir oranda artış olduğu belirtilmektedir. Dünya’daki Ulusal Yeşil Bina Konseylerinin deneyimleri, yeşil binaların yaygınlaşmasını sağlamanın en etkili yollarından birinin bu binalara bir “yeşil bina etiketi” vermek olduğunu ortaya koymuştur. Nasıl yediğimiz yemekler veya satın aldığımız ürünler için bir “eko etiket” söz konusu ise aynı şeyi binalar için de yapmak bu binaların bütüncül enerji teşviği ve yaygınlaşması anlamında olumlu bir adımdır. Bu etiketler sayesinde bir binanın birtakım standardlar çerçevesinde yeşilliği ve dolayısıyla her konu başlığındaki enerji verimliliği ve tasarrufu tescil edilir. Bu açıdan bakıldığında binaların enerji verimliliği veya tasarrufu demek binaların yeşil bina olarak üretilmeleri anlamına gelmektedir. Bu durumu da tescilleyen belgeleyen bir yeşil bina standardı ve sertifika sistemleri vardır.

Yukarıda saydığımız nedenlerden dolayı dünya üzerinde yer alan uluslar arası büyük kuruluşlar ve gelişmiş devletler yeni yapılarda yeşil bina sertifikaları aramaktadırlar. Yeşil bina sertifika standardları, yeşil bina tasarlamak isteyen mimar ve mühendisler için kılavuz niteliği taşır. Sosyal sorumluluklarını yerine getirdiklerini, kamuoyu ile paylaşmak isteyen şirketlere de geçerli bir etiket sağlar. Yeşil yapılaşmaya yönelmek şirketler için aynı zamanda bir sosyal sorumluluk projesi olarak da görülmektedir. İşte bu Yeşil Binaların enerji yaklaşımı farklılıklar ve bütüncül bakış açısı taşımaktadır. Bu durum sadece binanın kendi içinde enerji tutarlılığı değildir. Bina ulaşımı, alternatif ulaşım araçları, alternatif yakıtlı araçlarla binalara ulaşım, binanın ulaşılabilirliği yüksek yerlere imal edilmesi, imalat malzeme seçimi gibi birçok başlık bütünsel olarak ele alınmaktadır. Böyle olunca bina yaşam döngüsü boyunca sadece yakıt enerjisi bakımından değil bütün destek sistemleriyle enerji verimli olmaktadır. Aslında gerçek enerji verimliliği budur ve böylelikle şehirde bütüncül bir enerji yaklaşımı ortaya çıkmaktadır.

Yeşil Binalarda enerji ve doğal kaynakların korunumu ilkesinin amacı, yapının tasarım ve uygulama aşamalarında yenilenemeyen kaynakların kullanımını azaltmak, kullanım aşamasında ise korunumunu sağlamak şeklinde özetlenebilir. Burada sözü edilen korunması gerekli üç ana kaynak, enerji, su ve malzemedir. Yapıların kent içinde işlevlerine bağlı olarak doğru biçimde konumlandırılması enerji korunumu kriteri açısından önemli katkılar sağlamaktadır. Bu çerçevede yapının yer seçiminde dikkat edilmesi gereken noktalar, alanın güncel ihtiyaçlara uygun olarak yeniden geliştirilmiş, otomobil kullanımı yerine toplu taşıma vasıtalarını özendirici ve yaya yollarını destekleyici özellikte ve en önemlisi karışık kullanımlı gelişim modeline uygun konut, ticaret ve çalışma alanlarının birbirine yakın çözüldüğü bir kentsel çevrede yer almasıdır. Enerji korunumu kriteri çerçevesinde yapı tasarımında esas, güneş, rüzgar gibi doğal verilerden gerektiğinde yararlanacak, gerektiğinde korunacak ve pasif sistemleri destekleyerek mekanik sistemlere en az gereksinim duyacak yapıların planlanmasıdır. Bu yaklaşım enerji verimliliğini az tüketen malzemelere ve izolasyona indirgememektedir. Çok daha kapsamlı bu nedenle de bütüncüldür.

2.1. Yapının Yer Seçimi ve Enerji

Yapıların yer seçimleri ve enerji tüketimleri birebir ilişkilidir. Konu sadece iklim ve çevre koşulları ile sınırlı değildir. Yer Seçimi doğrudan binanın bütüncül enerji yaklaşımı ile ilişkilidir. Binalar kendilerine olan ulaşım bağlantıları ile üretimlerinden başlayarak tüm yaşam döngüleri içinde enerji tüketimine neden olurlar. Bu enerji tüketimi büyük oranda akaryakıt ve elektrik enerjisi türlerinde gerçekleşmektedir. Enerji verimli yeşil binalar mevcut Gelişme Yoğunluğu içinde ve Toplulukla Bağlantılı olmaları halinde daha az enerji sarfederler. Örneğin binanın suyunun binaya kadar pompalanması masrafı bile azalır.

Enerji verimli yeşil binalar aynı zamanda “Alternatif Ulaşım Toplu Taşıma Araçları Erişimi”ne sahipler ise bu yakınlıktan dolayı daha az enerji tüketimine sebep olurlar. Yine binalar “Alternatif Ulaşım Bisiklet Parkı ve Değişim Odaları”na sahip olurlarsa bina kullanıcıları daha az enerji tüketimi yapmış olur.

Yeşil bina sertifika sistemleri “Düşük Emisyonlu, Yakıt-Verimli Araçlar”ı teşvik etmektedirler. Bu da bütüncül bir yaklaşımdır ve önemli bir enerji tasarrufudur.

Yeşil binalar yönetmeliklerden fazladan otopark kullanamazlar ve be nedenle gereksiz bir ulaşım talebi oluşturmazlar.

Yeşil binalar “Isı Adası Etkisine karşı Çatı Harici ve Çatı” uygulamaları yapılmış binalardır. Dolayısıyla ısı adası etkisinden kaynaklanan bir enerji sarfiyatı bu binalarda ve bu binalardan oluşan kentsel bölgelerde daha az olur.

2.2. Su Verimliliği ve Enerji

Su tüketimi sadece bir kaynak tüketimi değildir. Suyun toplanması, arıtılması, ısıtılması ve binalara getirilmesi için altyapı yapılması enerji tüketimidir ve bir enerji konusudur. Bu enerji tüketimi, su tüketiminin aslında bir enerji tüketimi olduğunu gösterir. Enerji tasarrufu ve çevre için binalar az su tüketmelidir. Yeşil Bina sertifika sistemleri az su tüketimini zorunlu kılarak enerji tasarrufu sağlarlar. “Su Kullanımının Azaltılması, Su Verimli Peyzaj Uygulanması, Yenilikçi Atıksu Teknolojileri” ile atık suyun binada ve peyzajda kullanılması aslında sadece kaynak değil birer enerji tasarrufudur.

2.3. Enerji ve Atmosfer

Yeşil Binaların bütüncül enerji yaklaşımında “Bina Enerji Sistemleri Devreye Alma İşlemleri” zorunluluktur. Bu sayede binanın enerji tüketen tüm sistemleri bir devreye alma komisyonu ile kontrol edilir. Yapılan istatistikleri bu kontrollerin %10 enerji kaçaklarını azalttığını göstermektedir.

Yeşil binalarda enerji tüketimleri ulusal enerji tüketimi istatistiklerine göre en az %10 daha az olmalıdır. “Minimum Enerji Performansı” sağlanması için gerekli olan enerji modellemeleri sayesinde yeşil binalarda bina enerji tüketimi öngörülmektedir. Aynı zamanda yeşil binalarda “Yenilenebilir Enerji Sistemleri” teşvik edilmekte, “Ölçüm ve Doğrulama” çalışmaları ile bina performansı üst düzeyde tutulmaktadır. Yine yeşil binalarda ülkesel enerji üretimine bir yönlendirme olabilecek bütüncül bir yaklaşım da yeşil enerji kulanımının teşvik edilmesidir. Bu sayede sertifikalı yeşil enerji ürünü elektrik enerjisi tükeltilmesi ile ülkede de yeşil enerjiye dönüşümü teşvik etmektedir.

2.4. Malzemeler, Kaynaklar ve Bina Enerji Tüketimi

Yeşil Binaların enerji yaklaşımı bina inşaatından başlar ve yaşam döngüsünü kapsar. “Mevcut Duvarlar, Zemin ve Çatının” restorasyonlarda kullanılması, “Bina içi Yapısal Olmayan Elemanların Yeniden Kullanılması”nın teşvik edilmesi aslında inşaat için gereken bir enerji ve malzeme tasarrufudur. Ayrıca “İnşaat Atık Yönetimi” sayesinde daha az atık üretilmesi, atıkların taşınmasından ve depolamasından kaynaklanan enerji harcamalarını ortadan kaldırmaktadır. “Malzemelerin Yeniden Kullanımı” ile bina için yeni malzeme üretilmesi için malzeme ve enerji kullanılmasının önüne geçilmiş olunmaktadır. Yeşil binalarda “Geri Dönüştürülen Malzeme İçeriğinin Kullanılması” da aynı kapsamdadır.

Yeşil binaların bütüncül enerji yaklaşımında çok önemli bir başlık “Yerel-Bölgesel Malzeme” kullanılmasıdır. Bu sayede hem nakliyatlar azaltılmış, hem de yerel ekonomi teşvik edilmiş olmaktadır. Nakliyatların azalması ülke bazında bir enerji tasarrufuna yol açmaktadır.

2.4. Bina İçi Hava Kalitesi ve Bina Enerji Tüketimi

Yeşil Binalar önkoşul olarak “Minimum İç Hava Kalitesi Performansını” hedeflerler. Bu binalar “Artan Havalandırma” için doğal havalandırmayı teşvik ederler. Doğal havalandırmanın binada kısmen veya tamamen kullanılması çok büyük bir enerji tasarrufudur. Çünkü binalar en fazla enerjiyi havalandırma ve ısıtmada kullanırlar. Yeşil binalar çok iyi bir dış kabuk tasarımı gerektirirer ve bu izolasyonlar da önemli bir tasarruf başlığıdır.

Yeşil binalar “Denetlenebilir Bina Sistemleri”ni teşvik ederler ve bu sistemlerin sayesinde su tüketiminde, aydınlatmalarda ve termal konforda önemli tasarruflar sağlarlar. Yeşil binaların aydınlatma ile ilgili yaklaşımı özetle şöyledir:

  • Bina türüne göre değişen gerekli aydınlık düzeyi, aydınlığın düzgün dağılımı, kamaşma kontrolü gibi gereksinimlerin karşılanması.

  • Çevresel etkiler açısından ışık kirliliğinin azaltılmasına yönelik önlemlerin alınması.

  • Aydınlatma sistemlerinin tasarımında CO2 emisyonlarının düşürülmesi ve bu doğrultuda enerji tüketiminin azaltılması.

  • Enerji tüketiminin minimize edilmesi amacıyla binalarda günışığının etkin kullanılması.

  • Enerji konusundan bağımsız olarak, kullanıcı konforu ve psikolojik fayda için dış görüşün sağlanması.

  • Enerji tüketiminin minimize edilmesi amacıyla verimli aydınlatma aygıtı ve bileşenlerinin kullanılması.

  • Binalarda günışığı veya kullanıcı duyarlı kontrol sistemlerinin kullanılması, aydınlatma sisteminin bölgelere ayrılarak kontrolünün sağlanması, kullanıcıların aydınlatma sistemlerini kontrol edebilmelerinin sağlanması.

  • Aydınlatma ve diğer bina alt sistemlerinin enerji tüketimlerinin ayrı ayrı ölçülmesi.

Yeşil binalarda aydınlatma sistemleri için yenilikçi fikirler şöyle özetlenebilir:

  • Işık Rafları

  • Işık Tüpleri

  • Anidolik Tavanlar

  • Heliostatlar

  • Doğal Aydınlatma Sistemlerinde Kullanılan Özel Camlar

Yeşil binalar termal konfor şartlarını oluştururken kullanıcı anketlerine göre esnek ve güncel davranırlar. Dolayısıyla binada fazla soğutma veya fazla ısıtmanın önüne geçilir bu da önemli bir tasarruftur. Yeşil binalarda günışığından maksimum fayda sağlamak için bilgisayar modellemeleri yapılır. Bunların sayesinde yüksek oranda enerji tasarrufu sağlanır.

2.4. Diğer Uygulamalar

Yeşil Binalarda kullanıcılar eğitimden geçirilirler. Bu eğitim ve kontrol sayesinde bina kullanıcılarından kaynaklanan enerji tüketimlerinin önüne geçilir. Bu sayede de özellikle büyük binalarda çok büyük oranlarda tasarruflar sağlanır. Yine yeşil binalar gereksiz yere geceleri çevrelerini aydınlatmazlar ve belirli saatlerde özel ekonomi moduna geçerler bu sayede de önemli enerji tasarrufları yaparlar.

3. YEŞİL BİNALARLA İLGİLİ ATILMASI GEREKEN ADIMLAR

Yeşil bina kavramı bina enerjisi ile doğrudan ilgili ve vazgeçilmez ulusal bir konudur. Bu konuyla ilgili alınacak tedbirler yine doğrudan bütçe rakamlarını ve ulusal katma değeri etkilecektir.

  • Binalarımıza yönelik enerji verimliliğinde yeşil bina hedefi koymalı ve aksiyon planını belirlemeliyiz. Kısa ve orta vadeli planlar değil, uzun vadeli plan yapmalıyız.

  • Bu konu ile ilgili olarak birbirimizi anlayabilmek için uluslararası standartlara ve normlara uygun en temel tanım ve hedeflere yönelik dil birliği sağlamalıyız.

  • Enerji, ekonomi ve çevre konularında gelişmeleri takip edebilmeliyiz.

  • Yeşil Binalarla ilgili net ve gerçekleştirilebilir hedefleri kamu-özel sektör işbirliğinde kamunun öncü hareketleri ile belirlemeliyiz. Gelişmiş ülkeler şu an bu şekilde yapmaktadır.

  • Yeşil Bina sektörüne yönelik sağlam temelli bir pazar oluşturulabilmesi ve iyi örneklerin oluşabilmesi hükümet veya yerel yönetimler tarafından mutlaka teşvik edilmelidir.

  • Yeşil Binalar ile enerji verimliliğinin teşviki için AB’de ve ABD’de yıllardır uygulanan çeşitli finansman yöntemleri geliştirilmeli ve yeni yöntemler sunulmalıdır.

  • Yeşil binalar ve enerji verimliliğinde en iyi örnekler kamu binaları olmalıdır. Kamu İhale Kanunu, kamu-özel sektör işbirliğine uygun olacak şekilde değiştirilmelidir.

  • Mülk sahipleri ya da kiracılar temel enerji verimliliği tedbirleri ile ilgili bilgilendirilmeli ve önlerine fırsatlar konulmalıdır.

  • Yeşil binalar ve enerji verimliliğiyle ilgili bugünden atılacak adımlar, ekonomik krizlerle baş etmenin bir yoludur. Türkiye’nin büyük zarar gördüğü depremden korunmaya da hizmet edecektir.

  • Yeşil binalar ile ilgili veri paylaşımı olmalıdır.

  • Yeşil binalar ile ilgili olarak medya etkin bir iletişim planıyla kullanılmalı her yapının önemli olduğu hatırlatılmalıdır. Tüketiciye çok basit önlemlerle çok ciddi kazançlar sağlayabilecekleri anlatılmalıdır.

3. SONUÇ

Yukarıda ifade edildiği gibi yeşil binaların enerji yaklaşımı bütüncül bir bakış açısındadır ve sadece bir binayı hücre bazında ele almaz. Yeşil binalar kentin enerji tasarrufunu da optimize eden bir yaklaşıma sahiptirler ve bu yaklaşım binaların gerçek anlamda iklim değişikliği, sera gazları salınımı ve ekonomisi anlamında verimli olmasını sağlar. Yeşil binalar ulaşımı, malzeme kullanımı, enerji kullanımı, su tüketimi, yakıt tüketimi, çevre etkileri optimiz edilmiş yapılar gerçek anlamda enerji verimli yapılardır. Yeşil Bina sertifikası almış br yapının enerji tasarrufu her alanda çarpan etkisi yapmaktadır.

Yeşil Bina ve Yeşil Kentsel Gelişme Bölgeleri sertifikasyon sistemleri hem bina bazında ülke çapında çok büyük bir ernerji tasarrufu hamlesi olacaktır. Bu nedenle uzakdoğu dahil tüm dünyada yaygın olarak kullanılan yeşil bina sertifikasyon sistemleri çok kısa zaman içinde ülkemizde de yönetmeliklerde yer alacak ve bir standart haline gelecektir. Bu standart ülkemizde uygulanan yaklaşıma ekler getirmektedir. Uluslararası geçerliliği olan bir yeşil bina yaklaşımı sertifikasyon sitemi ile ülkemizde özellikle okullarda, hastanelerde ve kamu binalarında çok önemli tasarrufların sağlanması mümkündür.

[1] Turner, C. & Frankel, M. Energy Performance of LEED for New Construction buildings: Final, 2008

[2] Kats, G. The Costs and Financial Benefits of Green Building: California’s Sustainable Building Task Force, 2003

[3] GSA Public Building Service, Assessing Green Building Performance: A Post Occupancy Evaluation of 12 GSA Buildings, 2008

KAYNAKLAR

1. Fowler K.M. and Rauch E. M., “Sustainable Building Rating Systems: Summary, Pacific Northwest National Laboratory”, July 2006

2. United Nations 1987, “Document of the World Commission on Environment and Development” General Assembly Resolution 42/187, 11 December 1987

3. www.usgbc.org

4. www.bre.org

5. www.casbee.org

6. www.sbtool.org

7. www.gbca.org

8. www.ecobuilturk.com

SUMMARY

Encountered under the names of Sustainable, ecological, green, environmentally friendly buildings can be described as in harmony with nature, design starting with the selection of building land within the framework of life cycle assessment, a holistic approach and understanding of the social & environmental responsibility has been designed, climate data, until the need for consuming, directed towards pv energy sources, natural and waste-producing use of materials that encourage participation, sensitive to ecosystems.

National Green Building Councils experience in the world, the spread of green buildings, the buildings of one of the most effective ways of providing a “green building label” to reveal that. Like given to food or products that we have an “eco-label” if there is we can do the same thing for the construction of these buildings in a holistic sense of the spread of the energy incentives and a positive step. These tags shall be registered with greens in a building within the framework of some standards.

Certification standards for green building are green building design guide for architects and engineers who want to save nature and energy. These standards also help to satisfy the Corporate Social Responsibilities of the firms who want to share with it the public, provides a valid tag. Green construction at the same time being evaluated and seen as a social responsibility project for the firms. This approach is different for building energy saving. Saving the energy, not only building their own, building transport, alternative transport, alternative-fuel vehicles access to buildings, manufactured building to be highly accessible locations, such as material selection, manufacturing as a whole is discussed in many topics. Energy efficiency is not only all the support systems in terms of fuel energy consumption of building. In the life cycle of the building energy efficiency is more important. Settlements and buildings are main greenhouse gas creators for global warming, which we think is responsible for 40% of the emission of CO2, architects, engineers, city planners, and most importantly, the regulations determining the major responsibilities of government officials appears to be declining.

Environmental impact of buildings and settlements are not limited to secrete with CO2 gas. At the same time, approximately 12% of water use, they are responsible for 65% waste and 71% of electricity consumption of nation. The size of these figures shows that, buildings and settlements at the same time, are great potential for reducing the effects of the environment. A study in the United States, which is called as “green” or “green buildings” energy consumption %24-50, %33-39 CO2 emission, water consumption and waste 40% to 70% lower than national average of building performances. In terms of investment and the cost of investments in the green issues returns in the mid term to investors. According to industry documents, published in 2008 in the United States green building design, cost, only 1% - a rate increase to 10% that are specified.

Green buildings are the city's approach to optimize the energy efficiency of buildings and real sense, this approach to climate change, greenhouse gas emissions and ensure the effectiveness in terms of economy. Transportation, material use, energy use, water consumption, fuel consumption, the environmental effects of buildings truly energy-efficient structures that are optimizing.

663 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page