Akdeniz dünyanın en sakin, turizm için uygun ve ılıman bir bölgesi idi. Hatta huzur ve sakinliği ifade eden akdeniz insanı veya akdeniz iklimi yaşayanı sözü bu bölgede yaşayanlar için kullanılırdı. Oysa günümüzde Akdeniz Bölgesi göç, açlık ve terörün merkezi haline geldi. Bunun nedeni ise insan eliyle gerçekleşen iklim değişikliği. Şimdilerde, batan şişme botlarda ölen göçmenlerin deniz olan Akdeniz, yeni yayınlanan raporlarda yer alan bilgilere göre gelecekte adeta bir felaket bölgesi olacak. Çölleşecek, kum fırtınaları ile mücadele edecek ve canlı hayatı adeta yok olacak. Türkiye ise konudan en fazla etkilenecek ülke olacak.
Küresel ısınma dünyada hava sıcaklıklarının giderek artmasına yol açarken bilim insanları, Türkiye’nin de yer aldığı coğrafyayla ilgili endişe veren yeni bir rapor yayınladı. Korkutan rapor Akdeniz Bölgesi için adeta bir felaket senaryosu içeren şekilde yayınlandı. Rapora göre Türkiye dahil tüm bölge görülmemiş sıcaklarla kavrulacak. Gelecek yıllarda ciddi bir iklim krizinin etkisine girecek Doğu Akdeniz ve Orta Doğu’da benzeri görülmemiş sıcak hava dalgaları, kuraklık, toz fırtınaları, aşırı yağış gibi krizler yaşanacak.
Rapor, Kıbrıs Enstitüsü İklim ve Atmosfer Araştırma Merkezi ve Max Planck Kimya Enstitüsü tarafından Akdeniz’in yok olacağını gösteren rapor yayınlandı. Kıbrıs, konu hakkında çalışmalar yürütürken Türkiye ise konuya adeta kulağını tıkıyor.
Rapora göre Doğu Akdeniz ve Orta Doğu, küresel ortalamanın neredeyse iki katı kadar hızlı ısınıyor ve hiçbir önlem alınmazsa yüzyılın sonuna kadar sıcaklıkların +5 santigrat derece (+9 fahrenheit) yükselmesi bekleniyor. Trendi tersine çevirmek için, hala bir şansımız var, ancak kimse bunun farkında değil. Akdeniz’de ülkelerin gündemi ise savaş, doğalgaz ve petrol.
6 Eylül 2022 tarihinde geçtiğimiz salı günü yayınlanan raporun bir özetine göre, Akldeniz Bölgesi “benzeri görülmemiş” sıcak hava dalgaları, daha şiddetli ve daha uzun süreli kuraklıklar, toz fırtınaları ve bölgenin 400 milyon insanı için “su ve gıda güvenliğini tehlikeye atacak” yağış kıtlığı yaşayacak.
Bu Türkiye için gerçek bir felaket anlamına geliyor. Türkiye’nin tarımı, ekonomisi ve turizmi bu Akdeniz Bölgesinde önemli oranda yer alıyor. Ayrıca Akdeniz Bölgesi Türkiye’nin önemli su kaynaklarına sahip. Ülkedeki orman alanları ve canlı varlığı çeşitliliği de yine Akdeniz Bölgesinde yer alıyor. Bu nedenle +5 derece ısı artışı bu bölgenin çölleşmesi anlamına geliyor.
Max Planck Kimya Enstitüsü ve Kıbrıs Enstitüsü İklim ve Atmosfer Araştırma Merkezi konuyu rapora bağlamak için 10 yılı aşkın süredir çalışıyor. Birleşmiş Milletlerin önemsediği rapor, Doğu Akdeniz ve Orta Doğu'nun, geniş çöl genişlikleri ve daha düşük su seviyeleri gibi benzersiz doğal özellikleri nedeniyle ısınma eğilimlerine daha duyarlı olduğunu gösteriyor.
Akdeniz’in bir felakete sürüklendiğini gözler önüne seren rapor Max Planck Kimya Enstitüsü ve Kıbrıs Enstitüsü İklim ve Atmosfer Araştırma Merkezi tarafından denetlenen uluslararası bir grup bilim insanı tarafından hazırlandı. İlk olarak Haziran ayında Review of Geophysics dergisinde yayınlanan rapor, bu Kasım ayında Mısır'da yapılacak Birleşmiş Milletler iklim zirvesi öncesinde bölgedeki iklim değişikliğinin etkisinin altını çizmeyi amaçlıyor.
Raporun yazarlarından Dr. George Zittis, kurak iklim bölgelerinin kuzeye doğru genişleyeceğini ve daha kuzeydeki iklimlerde karla kaplı dağların azalacağını söylüyor. Bölgedeki deniz seviyesinin diğer küresel tahminlere benzer bir hızla yükselmesinin öngörülmesine rağmen, birçok Akdeniz ülkesinin bununla başa çıkmaya hazır olmadığı aşikar.
Dr. Zittis, "Bu, kıyı altyapısı ve tarım için ciddi zorluklar anlamına gelir ve kıyı akiferlerinin tuzlanmasına yol açabilir" diye uyarıyor. Yükselen deniz seviyelerinden ve düşük yağışlardan kaynaklanan tuzlu su, mahsullere ve balıkçılığa ciddi şekilde zarar verecek ve bu bölgede tarımın kuralları değişecek. Türkiye tarımı ise buna hiç bir yönü ile hazır değil. Tarım kaynakları ile kendisini besleyemeyen ve gıdada dışa bağımlı ülke haline gelen Türkiye, yaş sebze ve meyvesini ürettiği Akdeniz Bölgesi’nin çölleşmesini adeta seyrediyor. Her geçen ay sayısı onbinlerce artan göçmen sayısı ile Türkiye’de gıda fiyatlarının gelecekte yükselmesini beklemek şaşırtıcı olmayacak.
Çalışmanın bir parçası olan Max Planck Enstitüsü Direktörü Jos Lelieveld, bölgenin yaşlılar, çocuklar ve hamileler de dahil olmak üzere en savunmasız gruplarının büyük sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalacağını söylüyor. Birçok Avrupa ülkesi, aşırı hava koşullarında savunmasız insanlara yardım etmek için şimdiden girişimlere sahip. Türkiye sıcak dalgalarına bile duyarsız. Türkiye’de sıcak dalgalarından ölen kişilerin istatistikleri bile tutulmuyor.
Haberler Akdeniz Bölgesinin bir sera gazı kaynağı olarak hızla Avrupa Birliği'ni geride bıraktığını ve küresel ölçekte büyük bir emisyon kaynağı haline geldiğini de öne sürüyor. Çin, ABD, Hindistan ve AB şu anda dünyanın en büyük emisyon kaynakları. Birkaç Akdeniz ülkesi de Avrupa bloğunun bir parçası.
Paris Anlaşması ısınmayı 1.5C (2,7F) ile sınırlandırma hedefinde, ancak Akdeniz Bölgesindeki sıcaklık artışını yaklaşık 2C (3,6F) ile sınırlayacağını söylüyor. Rapor, bölgeyi, özellikle enerji ve ulaşım sektörlerinde sera gazı emisyonlarına olan bağımlılığını hızla azaltmaya çağırıyor. Çünkü bölge ısısının Paris Anlaşması öngörüsünün çok üzerinde +5 santigrat derece (+9 fahrenheit) artacağı hesaplanmış durumda.
Çalışmanın bölge için tahminleri, bu yılın başlarında Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli tarafından yayınlanan büyük bir rapor da dahil olmak üzere diğer bilimsel çalışmalarla uyumlu. BM'nin iklim raporu da, Akdeniz Bölgesi'ni kuraklık, kıyı erozyonu ve ısı dalgalarına karşı savunmasız olan bir iklim değişikliği "kriz noktası" olarak nitelendiriyor.
Akdeniz İklimi Avrupa'yı da Adeta Yakıyor
2022 yazında Avrupa en sıcak yazını yaşadı. Kıtada yaz döneminde kayıtlardaki en yüksek ortalama sıcaklık değerine ulaşıldı. Avrupa kıtasının 2022’de şimdi kadar kaydedilen en sıcak yaz dönemini yaşadığı bildirildi. Avrupa Komisyonu’na bağlı olarak faaliyet gösteren Kopernik İklim Değişikliği Servisi (C3S) verilerine göre kıtadaki ortalama sıcaklık Ağustos ayında 0.8°C, Haziran-Ağustos döneminde ise 0.4°C derece üstünde oldu. Bununla birlikte küresel sıcaklıklar ise 1991-2020 döneminin 0.3°C üstünde olurken, en sıcak üçüncü Ağustos ayı oldu.
Comments