top of page

Sürdürülebilir Şehircilik ve Bisiklet Dostu Kentler

Türkiye ve dünyada şehirler hızla büyüyor. Şehirlerin hızla büyümesi, çarpık kentleşme ve yaşam alanları ile çalışma alanlarının birbirinden uzak uzak oluşu; ulaşımda motorlu taşıt kullanımını arttırdı. Artan yolculuk mesafeleri bir yandan fosil kaynaklı yakıtların tüketimini arttırırken diğer yandan karbon salınımı yoluyla soluduğumuz havanın kalitesini azaltıyor.

Ülkemizdeki artan çarpık kentleşme ve yaşam alanları ile çalışma alanlarının birbirinden uzak uzak oluşu; ulaşımda motorlu taşıt kullanımını arttırdı. Plansız bir gelişme son 20 yılda Türkiye şehirlerine damgasını vurdu. Plansız şehirciliğine stkileri ise ağır oldu. Artan yolculuk mesafeleri bir yandan fosil kaynaklı yakıtların tüketimini arttırırken diğer yandan karbon salınımı yoluyla soluduğumuz havanın kalitesini azalttı. İlginç olan, sözkonusu tespitler ÇŞB web sitesinde de bulunuyor.


Türkiye Bisiklet Konusunda Tam Bir Keşmekeş İçinde

Kentlerdeki benzer sorunlar gelişmiş ülkelerde toplumu bisiklet kullanımına teşvik ederek en az seviyeye indirgenmeye çalışılıyor. Günlük hayatta bisiklet kullanımı toplam yolculukların Danimarka’da %20’sini, Hollanda’da %’30’unu ve bazı Uzakdoğu ülkelerinde yaklaşık %60’ını oluşturmaktadır. Ülkemizde ise tam bir uygulama keşmekeşi yaşanıyor. Bisiklet yolları birkaç Büyükşehir Belediyesinin dışında ulaşım amaçlı kullanılamıyor. Kentlerdeki benzer sorunlar gelişmiş ülkelerde toplumu bisiklet kullanımına teşvik ederek en az seviyeye indirgenmeye çalışılıyor. Günlük hayatta bisiklet kullanımı toplam yolculukların Danimarka’da %20’sini, Hollanda’da %’30’unu ve bazı Uzakdoğu ülkelerinde yaklaşık %60’ını oluşturmaktadır. Ülkemizde ise tam bir uygulama keşmekeşi yaşanıyor. Bisiklet yolları birkaç Büyükşehir Belediyesinin dışında ulaşım amaçlı kullanılamıyor.

Türkiyede yollarda bisiklet yolu uygulaması birçok yerde bulunmuyor.
Türkiyede yollarda bisiklet yolu uygulaması birçok yerde bulunmuyor.

Yerel yönetimler eliyle yapılmakta olan bisiklet yolları incelendiğinde; herhangi bir standarda uyulmaksızın yapıldığı ve mevcut ulaşım ağları ile irtibatlarının sağlanmadığı görülüyor. Ulusal mevzuatımızda bisiklet yolları, bisiklet istasyonları ve bisiklet park yerlerine ilişkin herhangi bir idari düzenleme bulunmadığı anlaşıldı.


Çevre ve Şehircilik Bakanlığı; Ülkemizde bisiklet yollarını ulaşıma entegre etmek, araç trafiğini azaltmak, dolayısıyla hava kalitesini yükseltmek ve enerji tasarrufu sağlamak için “Şehir İçi Yollarda Bisiklet Yolları, Bisiklet İstasyonları Ve Bisiklet Park Yerleri Tasarımına Ve Yapımına Dair Yönetmeliği” hazırladı ve yayımladı. Bu konuda geride kalan Türkiye için çok değerli bir çalışma.


Türkiye’de bisiklet kullanımını spor ve hobi amaçlı olmanın yanı sıra özellikle şehir içlerinde ulaşıma dahil etmek trafik yoğunluğunu azaltacak, hem enerji tasarrufuna hem de karbon salınımı yönünden hava kalitesine olumlu yönde katkı yapacaktır.


Türkiye'de bisiklet yolu olmadığından kazalar sıklıkla yaşanıyor.
Türkiye'de bisiklet yolu olmadığından kazalar sıklıkla yaşanıyor.

Bisiklet yollarının ve bisikletlilere hizmet verecek bisiklet park yerleri ile bisiklet istasyonlarının yapılması; bisiklet kullanımını özendirecek ve bisikletin bir ulaşım aracı olarak kullanılmasını sağlayacaktır. Ancak önümüzde çok uzun bir yol bulunuyor. Çünkü bu yönetmelikte elektrikli bisiklet sınıflandırması bile yok.


Türkiye Bisiklet Altyapısında Dünyanın Gerisinde Kaldı

İklim değişikliği son 20 yıldır dünyada şehirciliğin temel odağı haline geldi. Tüm dünya şehirleri iklim değişikliğine dayanıklı şehirleri oluşturmak için temel iki stratejiyi uygulamaya başladı. Birincisi sera gazı emisyonlarının azaltım tedbirleri. İkincisi ise değişen iklimin kentteki etkilerini düşürmek için adaptasyon tedbirleri.


Türkiye yerel yönetimleri son 20 yıldır bu konudaki gelişmeleri takip etmediler. Temelde aşağıda sıralanan hatalar zinciri Türkiye şehirlerini iklime duyarsız ve dayanımsız hale getirdi. Yaşanılan şehir selleri, kuraklık ve hastalıklardaki süratli artış bunun sonucu oldu.

İşte belediyelerin son 20 yılda yaptıkları ölümcül hatalar:

1. İklim değişikliğine dayanımlı şehirciliğin ne olduğunun öğrenilmemesi.

2. Şehir sera gazı emisyonlarının ne olduğu ve nasıl yönetileceğinin bilinmemesi.

3. İklime duyarlı şehircilik için uzmanlardan görüş ve danışmanlık desteği alınmaması.

4. İklim ve çevre politikalarının olsada olur şeklinde değerlendirilmesi.

5. İklim değişikliğine uyumlu şehircilik için elde edilen AB ve fon kaynaklı desteklerin har vurup harman savurulması, amacına ulaşmaması.

6. İklim değişikliğine uyumlu şehircilik için doğrudan kaynak ayrılmayarak bu konunun sadece AB ve dünya banakası fonlarından gelen hibeler ile önceliklendirilmesi.

7. Kamuya iklim değişikliğinin etkilerinin neler olacağının anlatılmaması.


İşte bu nedenlerden dolayı Türkiye Belediyeciliği, “Neo Liberal” belediyecilik olarak faaliyet gösterdi. Yeni seçimle gelen Ankara, istanbul vb belediye yönetimleri ise kucaklarında dünyanın en büyükproblemi olan küresel ısınma ve iklim değişikliğine uyumsuz megapolleri buldular.


Şehir içi ulaşımın önemli araçlarından biri olan bisiklet, artık daha yaygın olarak kullanılıyor. Karbon ayak izini azaltmak, daha yeşil ve sürdürülebilir şehirler için bisikletli ulaşım çok büyük avantaj. Özellikle de bu bağlamda Avrupa’nın bisikletli ulaşım konusunda dünyanın çok ilerisinde olduğunu görebiliyoruz. Şehirciliğin artık başlıca ulaşım araçlarından biri haline gelen bisikletler için belediyeler, özel yollar yapıyor, trafik tabelaları ve kuralları ile işi daha ciddiye aldıklarını gösteriyor.


Strasbourg, Fransa

Fransa’nın güzel kentlerinden Strasbourg'un bisiklet için harika bir yer olduğuna şüphe yok. 2025 yılına kadar bisiklet kullananların sayısını ikiye katlamayı hedefliyorlar.

Uzun yıllar boyunca Strasbourg, Fransa’nın en önemli bisiklet şehirlerinden biri oldu ve pek de rakibi yoktu. Ancak son yıllarda bu rakipsizlik durumu değişmeye başladı. Paris, Bordeaux ve Nante birkaç yıldır atağa kalkmış durumda. Öte yandan Strasbourg cevap vermekte gecikmiyor. Bisiklet ulaşımında yüzde 16 modal paya ulaşan ilk Fransız şehri olmayı başardı. Velhop sistemi bisiklet paylaşımını bambaşka bir seviyeye taşıdı. Başka hiçbir şehirde bu kadar çok ortak kullanımlı bisiklete denk gelemezsiniz. Öyle ki yük taşımak için gerekli kargo bisikletlerini bile destekleyen bir sistem bu.

Birçok şehir gibi Strasbourg da şehir planlarına bisiklet otoyolları, ring güzergâhlar ve banliyöler ile komşu şehirlere bağlanan bisiklet çevre yollarını dâhil ediyor.


Kopenhag, Danimarka

Danimarka, 1860’lı yıllardan beri süregelen bisikletli ulaşım kültürüne sahip. Fakat Kopenhag, Danimarka’nın da bir adım ötesinde, dünyanın en bisiklet dostu şehri olarak anılıyor. Günümüzde, arabadan daha çok bisikletin olduğu şehirde, trafik kuralları ve akışı, bisikletlilere göre tasarlanmış vaziyette.

Ülkede bisikletle ulaşım hem ekonomik, hem çevreci hem de kolay bir ulaşım türü olduğu için tercih ediliyor. Bisikletli ulaşım, şehrin karbon salınım oranını da düşürüyor, daha çevreci yeşil bir şehir olma yolunda da önemli bir rol oynuyor. Şehir planlaması da bu doğrultuda gelişmiş, gelişmeye devam ediyor.


Kopenhaglı çocuklara çok küçük yaşlara bisiklet kullanması öğretiliyor. Şehrin aldığı bisiklet dostu önlemler sayesinde, Kopenhaglıların neredeyse yüzde 50’si bisikletle işe ve okula gidip geliyor. Bisikletçiler, 390 kilometrelik belirlenmiş bisiklet yollarının tadını çıkarıyorlar.

Bunun yanı sıra şehirde, bisikletli ulaşım için pek çok proje ve yatırım yapılıyor. Bisikletçilere özel hazırlanan ekranlar yapılıyor. Bu ekranlar bisikletçilere yol durumu, kısa mesafeler, belirli merkezlere uzaklık, bisiklet trafiği gibi konularda bilgi veriyor. Bu projenin bütçesi için yaklaşık olarak 4.2 milyon Danimarka Kronu ayrılmış durumda.


Fakat bisiklet kullanımının çok yoğun olması ciddi bir trafik yoğunluğuna da sebep oluyor; bu da yapılması gereken üstyapı projelerinin geliştirilmesini gerektiriyor. Bu doğrultuda Kopenhag Belediyesi bisiklet yolu projesi üzerine çalışıyor ve 2025 yılına kadar olan 8 yıllık süre boyunca 1,8 milyar Danimarka Kronu bütçe ayırdı. Bu süre zarfında, trafik yoğunluğunun azaltılması hedefleniyor.


Kopenhag'da ayrıca, acelesi olmayan bisikletliler için dört kat daha az trafiğe sahip 'yeşil rota'ları öneren akıllı telefon uygulaması da halen kullanımda. 'ibikecph' adı verilen uygulama daha çok çocuklu aileler, yaşlılar ve genel olarak rahat bir bisiklet sürüşü geçirmek isteyen kişilerce tercih ediliyor.


Amsterdam, Hollanda

Bisikletli ulaşım deyince Kopenhag’dan sonra ilk akla gelen şehirlerden biri de Amsterdam’dır. Hollanda’nın başkenti Amsterdam’a giden herkes, bisiklete binmeden dönmemeli, yolu düşenler, bisikletle gezme ruhunu mutlaka yaşamalı.

Şehirde, resmi rakamlara göre 1 milyonun üzerinde bisiklet var. Bu oran, insanlardan daha fazla bisikletin var olduğu anlamına geliyor. Amsterdam halkı bisikletle ulaşımı, özellikle işe, okula gitmek, alışveriş yapmak ve dolaşmak için kullanıyor. Yani hayatlarının her bir anında bisiklet yer alıyor.

Amsterdam’da da bisikletli ulaşım yıllardan süregelen bir kültür. Şehrin mevcut trafiği, bisikletli ulaşımla entegre hale geldi. Bisikletler, trafiğin yüzde 38’ini kapsıyor. Şehirde, ciddi trafik kuralları ve trafik düzenlemeleri var. Bisikletli yollar kahverengi renge sahip ve şehirde toplamda bin 120 adet bisiklet parkı mevcut. Arabalar ve bisikletlilerin uyması gereken trafik kuralları, hız sınırları, trafik ışıkları mevcut ve kurallar bu anlamda çok sıkı. Bisiklet kullanabilmek için ehliyetinizin olması gerekiyor. Belediyeler, tıpkı yanlış park eden araçlar gibi, hatalı park eden bisikletleri kaldırıyor. Dolayısıyla bisikletli ulaşım, şehirleşmenin ulaşım kültürüyle birebir entegre olmuş vaziyette.


Şehirde, bisikletli ulaşım, turizm sektörünün de önemli geçim kaynaklarından biri haline geldi. Turistlerin bisiklet kiralayabilmesi ve şehri keşfetmeye başlamaları için rehberli turlar ve yeni başlayanlara verimli bir şekilde nasıl tatillerini geçirebileceklerini öğrenmelerine yardımcı olmak amacıyla tasarlanmış örnek kitapçıklar var.


Utrecht, Hollanda

Hollanda bisikletli ulaşım kültürüne sahip ülkelerden biri. O yüzden dünyanın önemli bisiklet dostu şehirlerinden bir diğerinde de Hollanda’nın bir diğer şehri olan Utrecht’i görüyoruz.

Utrecht, çok küçük bir şehir olmasına rağmen bisikletli ulaşımda dünyanın önemli oyuncularından biri haline geldi. Utrecht’in diğer bisikletli şehirlerden en büyük farkı ise, bu alandaki büyüme hızının oldukça yüksek oluşu.

Şehirde, bisikletli ulaşım için özel yollar, trafik kuralları, park yerleri mevcut. Dijital pano sistemi olan Flo ise bisikletlilere yardımcı olmayı amaçlıyor. Pano, bisikletlilere şehir içi park yerleri konusunda yönlendirme yapıyor; trafikte yeşil ışığa denk gelebilmeleri için hız ayarlarının ne olması gerektiği bilgisini paylaşıyor.



Şehir, dünyanın en büyük yer altı bisiklet parkını inşa ediyor. Dutch News'a göre, 48 milyon dolarlık projenin 2018'de tamamlanması bekleniyor. Tamamlandığında ise 12 bin 500 bisikletlik kapasiteye sahip olacağı söyleniyor.



Tokyo, Japonya

Tokyoluların yaklaşık yüzde 14'ü bisiklet kullanıyor. Bu, Kopenhag'ın etkileyici yüzde 50'sine kıyasla az gözükse de, bu oran, Tokyo'nun aslında ne kadar büyük ve yoğun nüfusu olduğu düşünüldüğünde etkileyici.

Çok ciddi ulaşım ağına sahip olan Tokyo’da, kısa mesafelerde bisikletli ulaşımın daha ekonomik ve hızlı olması sebebiyle tercih ediliyor. Bir diğer neden ise araba fiyatlarının çok yüksek oluşu.


Tokyo’da bisiklete binmeyi tercih edenler, geniş otopark, bisiklet yolları ve bisiklet turlarının keyfini çıkarabilir. Şehir, gerçek bir bisiklet dostu. Tokyo’da bisikletçiler neredeyse hiç park sorunu yaşamıyor. Tren hattını kullanan 20 milyon vatandaşın yüzde 20’si gara bisikletleriyle ulaşıyor. Garlarda büyük bisiklet park yerleri mevcut. Bunun yanı sıra özellikle şehrin arka mahallelerinde bisiklet kullanım oranı yüzde 30’lara ulaşıyor.




Montreal, Kanada

Paris ve Londra’yı rol-model olarak gören Montreal, bisikletli ulaşım konusunda ilk yatırımları yapan Kuzey Amerika kentlerinden biri olarak göze çarpıyor. İlkbaharda, bisikletçiler bu belirlenmiş yolları seçerler ve çeşitli yiyecek ve içecek stantlarında yol boyunca dururlar. Dahası, her yıl şehir, bisiklet festivaline ev sahipliği yapıyor, her yaştan bisikletçiyi ve şehir genelinde bir tura katılmak için beceri seviyelerini karşılıyor.

İlk olarak, 650 kilometrelik bisiklet yolu yapıldı ve vatandaşlardan ”arada sırada” bisiklete binmeleri teşvik edildi. İnsanlar bu teklife olumlu cevap verdiler ve beklenenden daha çok insan bisiklet yolunu kullanmaya başladı; kaldı ki Montreal’de hava sıcaklığının 10 oC’yi geçmediği bir bölge. Altyapı çalışmaları ve bisikletlilerin güvenliği konusunda belediye daha hızlı yol almak durumunda kaldı ve bu ”beklenmedik” talep herkesi sevindirdi. Şu an Kanada'nın hareketli Montreal kenti etkileyici bin 600 kilometrelik bisiklet yoluna sahip. Bu rakam, Kopenhag’ın neredeyse iki katına eş değer.


Portland, Oregon

Bisikletli ulaşım kültüründe Avrupa’yı yenmek zor olsa da Portland, bu konuda dünyadaki diğer şehirlerle yarışmak için elinden gelenin en iyisini yapıyor. Şehir, 2030 yılına kadar bisiklet dostu şehir olarak kabul gördü. Bu sürecin sonrasında da istikrarlı giderse dünyanın en iyi bisiklet şehirlerinden biri olabilir.

A.B.D.’nin Oregon eyaletine bağlı Portland şehrinin, geçtiğimiz yıllara oranla bisiklet kullanımının her geçen gün artması dikkat çekici. Araba kullanımının oldukça azaldığı şehirde, özel bisiklet programı sayesinde insanlar, bisiklet kullanmaya teşvik ediliyor. Programın ilk 6 aylık kullanım raporlarına göre ise, kullanıcıların yüzde 20’si otomobil kullanımlarını azaltmış ve yüzde 64’ü bisiklet kullanımını artırdığını ortaya koyuyor. Portland’a bu uygulamanın getirdiği avantajlar yanı sıra bisiklet kullanımını teşvik etmek ve artırmak adına pek çok yarış ve festival de düzenleniyor. Daha sürdürülebilir bir şehirleşme planlayan ve 2035’e kadar sıfır emisyona sahip olmayı hedefleyen, Portland’ın, bu konudaki çalışmalarını artıracağa benziyor.


Berlin, Almanya

Almanya genelde otomobil üretimi yapan bir ülke olarak aklımıza gelse de aslında dünyanın önemli bisikletli ulaşım ağına sahip ve bisikletli ulaşımı destekleyen nadir ülkelerden biri. Her ne kadar Danimarka ve Hollanda’nın bu alandaki iddiası fazla olsa da, Almanya da bisikletli ulaşım konusunda onlara ciddi bir rakip.

Berlin'deki bisikletçiler kentin düz arazisinden, geniş caddelerinden ve sayısız bisiklet yollarından en iyi şekilde faydalanıyor. 900 kilometrelik bisiklet yollarına sahip olan Almanya, güvenli ve konforlu bisiklet yollarını sunuyor. Turistler için genellikle spor veya yiyecek amaçlı temalı turlar var.

Başkentin merkezindeki bisikletlilerin modal payı yüzde 13’lerde olsa da bazı bölgelerde bu pay yüzde 20’lere kadar çıkabiliyor. Yeni bir bisiklet paylaşım ağı bu sene için taslaklar arasına alındı. Berlin trafiksiz sokaklar üzerinde denemeler yapıyor ve bazı bölgelerde bisikletliler için yeşil dalga sistemini test ediyor.


Sevilla, İspanya

İspanya’nın Sevilla kenti, Amsterdam ve Kopenhag gibi bisiklet dostu şehir olma konusunda yarışmacı hale geliyor. Şehir planlamalarında, bisikletli ulaşım başlıca konuları arasında yer alıyor. Öyle ki Sevilla, 160 kilometrelik ciddi bir bisiklet yoluna da sahip. Her yıl yaklaşık 70 bin bisikletlinin sokaklara çıktığı görülüyor. Sekiz yıldır süren bir bisiklet paylaşım programını da kullanıyor. Bisiklet mağazası sahipleri, son zamanlarda, gittikçe daha fazla sakinin sokakları pedal çevirmeye götüren talebi takip etmek için uğraştığını iddia ediyor.

Kente bir yıl içinde 130 kilometre bisiklet yolu yapıldı ve bu yatırımın asıl amacı günde tam dört kez yaşanan “rush hour” trafiğini hafifletmekti (sabah, akşam, siesta için gidiş ve dönüş). 6 yıl içinde bisikletle ulaşım oranı yüzde 0,5’den yüzde 7‘ye yükseldi. Bu başarının en büyük ortağı ise bisiklet paylaşım sistemi. Sevilla, bu anlamda bugün diğer kentlere örnek gösterilen sonuçlar getirdi.

Bisikletli ulaşım konusundaki yatırımlar da dikkat çekici. Bisiklet yolları, park yerleri daha sistematikleşmeye ve artmaya devam ediyor ve İspanya’nın Sevilla’sının bisikletli ulaşım için dünyanın önemli bir cazibe merkezi haline geleceğine kuşku yok.


Bogota, Kolombiya

Bogota, deniz seviyesinden 2 bin 600 metre yükseklikte, 9 milyon kişiyi barındıran, hava kirliliği ve yoğun trafiğe rağmen, kuzey Avrupa ülkeleri ile aynı listeye girebilen başarılı bir örnek. Kentte ulaşımın yüzde 5′i bisikletle gerçekleşiyor.

Bogota, diğer hiçbir kentin yapmadığı bir şey yaptı ve pazar günleri şehri motorlu tafiğe kapattı. Hayır, yılda bir gün değil, senenin her pazar günü.

Bu proje insanları bisikletle barıştırdı ve bisikletin kullanım oranını kısa bir süre içinde arttırdı.


Malmö, İsveç

İşveç’in önemli şehirlerinden biri olan Malmö, bisikletli şehir olma yolunda sıkı çalışan bir şehir. Bu anlamda bisikletli ulaşım için gerekli altyapı ve üstyapı çalışmalarına odaklandı ve bu alandaki yatırımlarını geliştirmeye niyetli.

Şehrin, önümüzdeki 6 yıl için bisikletli ulaşımı destekleyen projelerine ayırdığı bütçe: 47 milyon euro. Bu bütçeyle bisiklet kullanımı artırmayı, bisikletli yolları ve düzenlemeleri yapmayı planlıyor. Hâlihazırda Kopenhag ile bisiklet feribot seferleri ile dünyanın önemli yatırımlarından birini de gerçekleştirmiş bulunuyor.


Kaynaklar:

  1. www.çşb.gov.tr

  2. e-belediye.info

  3. http://mentalfloss.com/article/76848/15-worlds-most-bike-friendly-cities

  4. www.dunya.com

  5. https://onedio.com/haber/dunyanin-bisiklet-dostu-10-sehri-454361 http://sosyalmedya.co/malmoden-montreale-dunyanin-en-iyi-20- bisiklet-sehri/http://www.bisikletizm.com/bisiklet-dostu-sehirler/



707 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page