Dünya en büyük felaketini işklimdeğişikliği ile yaşıyor. Her yıl 6 trilyon dolar iklim değişikliği için para harcayan dünya bu soruna çözüm üretmeye çalışıyor. Ancak sorunun çözüm yolu sadece alınan kararlar ile değil bireysel yaşam anlayışımızdan devletlerin yatırımlarına kadar genil bir bağlamda çözülebiliyor.
COP29 dost ve kardeş ülke Azerbeycan'da tamamlandı. Sizler için bu önemli zirveden bilgiler derledik. Bu rapor, COP29’da öne çıkan yenilikler, önemli gelişmeler ve Türkiye’nin konferans kapsamında verdiği taahhütleri detaylandırmaktadır.
1. Giriş
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nin 29. Taraflar Konferansı (COP29), 11-22 Kasım 2024 tarihleri arasında Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenmiştir. İklim değişikliğine karşı alınacak küresel önlemleri tartışmak, sürdürülebilir kalkınma hedeflerini hızlandırmak ve 2015 Paris Anlaşması’nın taahhütlerini daha ileri taşımak amacıyla bir araya gelen devletler, özel sektör temsilcileri ve sivil toplum kuruluşları yoğun bir müzakere süreci yürütmüştür. Bu süreçte ÇŞİDB bürokrasisi önemli görevler almıştır.
2. COP29’da Getirilen Yenilikler
2.1. İklim Finansmanı Alanında Atılımlar
COP29’da en çok dikkat çeken yeniliklerden biri, iklim finansmanı mekanizmalarının genişletilmesi olmuştur. Ev sahibi Azerbaycan liderliğinde tanıtılan İklim Finansmanı Eylem Fonu (CFAF), gelişmekte olan ülkelerde iklim değişikliği projelerine kaynak sağlamak için oluşturulmuştur. Özellikle enerji verimliliği, yenilenebilir enerji ve karbon tutma teknolojilerine odaklanması beklenen bu fon, yılda 1 milyar dolarlık katkı hedefiyle uluslararası destek arayışına girmiştir.
2.2. Enerji Geçişinde Yeni Hedefler
- Yenilenebilir enerji kapasitesini artırmak için birçok ülke daha agresif hedefler açıklamıştır. Ev sahibi Azerbaycan, enerji karışımında yenilenebilir enerjinin payını 2030 yılına kadar %30’a çıkarma sözü vermiştir.
- Yeni enerji depolama teknolojileri ve düşük karbonlu enerji sistemlerine yapılan yatırımları hızlandırma çağrısı, konferansın öne çıkan konularından biri olmuştur.
2.3. Adaptasyon ve Dayanıklılık
- İklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlamak adına altyapı yatırımları ve doğa temelli çözümler ön plana çıkmıştır. COP29, özellikle kıyı şehirleri ve küçük ada devletlerini hedefleyen "Dayanıklı Şehirler Programı"nın başlatıldığını duyurmuştur.
3. Önemli Gelişmeler
3.1. Bakü Bildirgesi’nin Kabulü
COP29’un önemli sonuçlarından biri, küçük ada devletlerinin öncülüğünde hazırlanan Bakü Bildirgesi olmuştur. Bildirge, iklim değişikliğinin etkilerinden en çok etkilenen ülkeler için finansal destek mekanizmalarının artırılmasını ve 2030 yılına kadar karbon emisyonlarının kademeli olarak azaltılmasını taahhüt etmektedir.
3.2. Fosil Yakıtlar Üzerine Tartışmalar
- Konferansta fosil yakıtların geleceği üzerine tartışmalar gündemde yer almıştır. Bazı ülkeler fosil yakıtların hızla terk edilmesini talep ederken, Azerbaycan gibi petrol ve doğal gaz üreticileri, enerji güvenliği için daha dengeli bir geçiş önerisi sunmuştur.
- Bununla birlikte, metan emisyonlarının azaltılması üzerine yeni bir küresel metan girişimi başlatılmıştır. Bu girişime 50’den fazla ülke destek vermiştir.
3.3. Karbon Piyasalarının Güçlendirilmesi
Konferansta, karbon piyasalarının etkinliğini artırmak amacıyla yeni düzenlemeler üzerinde uzlaşma sağlanmıştır. Özellikle Paris Anlaşması’nın 6. maddesi çerçevesinde, karbon ticareti kurallarının netleştirilmesi ve şeffaflık standartlarının güçlendirilmesi gündeme gelmiştir.
4. Türkiye’nin COP29’daki Taahhütleri
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM COP29 Konferansı Devlet ve Hükûmet Başkanları Yüksek Düzeyli Oturumu’nda yaptığı konuşmada, “2024-2030 yıllarını kapsayan iklim değişikliği azaltım ve uyum strateji eylem planlarımızı uygulamaya aldık. Toplam kurulu güç içerisinde yenilenebilir enerjinin payını yüzde 59’a yükselttik. Bu oranla Avrupa’da beşinci, dünyada 11’inci sıradayız. 2053 net sıfır emisyon hedeflerimiz için temel önceliklerimiz; yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve nükleer enerjidir” dedi.
Zirveye ev sahipliği yapmasından dolayı Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’i tebrik ederek konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin iklim krizinin menfi etkilerinin en yoğun hissedildiği ülkeler arasında olduğuna işaret ederek, “2053 yılı için net sıfır emisyona ulaşma ve yeşil kalkınma vizyonumuz ekseninde kilit sektörlerimizi dönüştürüyoruz. Yeşil finans stratejisini uygulama ve ulusal yeşil taksonomi oluşturma gayretlerimiz devam ediyor” dedi.
Emisyon ticaret sistemini de içeren eden İklim Kanunu’nu çok yakında Meclis’e sunacaklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “COP-29 öncesinde iki yıllık şeffaflık raporumuzu ve uzun dönemli iklim stratejimizi yazmanlığa ilettik. 2024-2030 yıllarını kapsayan iklim değişikliği azaltım ve uyum strateji eylem planlarımızı uygulamaya aldık. Toplam kurulu güç içerisinde yenilenebilir enerjinin payını yüzde 59’a yükselttik. Bu oranla Avrupa’da beşinci, dünyada 11’inci sıradayız. 2053 net sıfır emisyon hedeflerimiz için temel önceliklerimiz; yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve nükleer enerjidir.”
Türkiye, COP29’da net sıfır emisyon hedefi ve sürdürülebilir kalkınma stratejileri ile dikkat çekmiştir. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın sunduğu kapsamlı bir plan dahilinde şu taahhütler verilmiştir:
4.1. Net Sıfır Hedefi ve Stratejiler
- Türkiye, 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi doğrultusunda Paris Anlaşması kapsamındaki katkı beyanını (NDC) güncellemiştir. Sera gazı emisyonlarının 2030’a kadar %32 oranında azaltılması hedeflenmiştir.
- Uzun vadeli iklim stratejisi, yenilenebilir enerji üretimini artırmayı, fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltmayı ve sanayi sektöründe düşük karbonlu teknolojilere geçişi desteklemeyi içermektedir.
4.2. Enerji Dönüşümü
- Türkiye, yenilenebilir enerji kaynaklarının enerji karışımındaki payını 2035’e kadar %50’ye çıkarma taahhüdünde bulunmuştur. Ayrıca, Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin katkısıyla nükleer enerji, enerji dönüşümünde önemli bir yer tutmaktadır.
4.3. Yeşil Şehircilik ve Sıfır Atık
- Türkiye, şehirlerde enerji verimliliğini artırmak ve atık yönetimini geliştirmek için "Sıfır Atık Projesi"ni küresel bir girişim haline getirmeyi önermiştir. Bu kapsamda, Türkiye’nin sürdürülebilir şehircilik modelleri, COP29’daki Türkiye Pavilyonu’nda uluslararası katılımcılarla paylaşılmıştır.
- Yeni yeşil şehir projeleri ve akıllı şehir altyapıları oluşturulması için kapsamlı bir yol haritası açıklanmıştır.
5. Sonuç ve Değerlendirme
İnsanlık adına daha alınacak çok yol var. COP29 Zirvesi, iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir platform olmasına rağmen, bazı hayal kırıklıklarına da sahne olmuştur:
1. Fosil Yakıtların Aşamalı Olarak Bırakılması Konusunda İlerleme Eksikliği
Zirvede, fosil yakıtların aşamalı olarak bırakılması konusunda somut adımlar atılamamıştır. Ev sahibi Azerbaycan canımız ve kanımız ancak fosil yakıt üreticisi bir ülke olması nedeniyle, bu konunun gündeme alınmasında zorluklar yaşanmıştır.
2. İklim Finansmanı Hedeflerinde Belirsizlik
Gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliğiyle mücadele ve uyum süreçleri için ihtiyaç duyduğu finansman konusunda net bir hedef belirlenememiştir. Özellikle, 2020 yılına kadar yıllık 100 milyar dolar finansman sağlama taahhüdünün yerine getirilmemesi, güven sorunlarına yol açmıştır.
3. Karbon Piyasaları ve Emisyon Ticareti Konusunda İlerleme Eksikliği
Paris Anlaşması'nın 6. maddesi kapsamında karbon piyasaları ve emisyon ticareti mekanizmalarının detaylandırılması beklenirken, bu konuda sınırlı ilerleme kaydedilmiştir. Bu durum, küresel karbon piyasalarının etkinliğini artırma çabalarını olumsuz etkilemiştir.
4. İnsan Hakları ve Sivil Toplum Katılımında Kısıtlamalar
Zirve sırasında, sivil toplum kuruluşlarının ve aktivistlerin etkin katılımında kısıtlamalar yaşanmıştır. Özellikle, dost ve kardeş ülkemiz Azerbaycan, çevreci grupları kontrol altında tutmuştur. Bu nedenle geniş ve etkin katılım sivil toplum tarafından olmamıştır.
5. Küresel Isınma Hedeflerinde Yetersiz Taahhütler
Küresel sıcaklık artışını 1,5°C ile sınırlama hedefi doğrultusunda, ülkelerin mevcut taahhütlerinin yetersiz olduğu görülmüştür. Birçok ülke, emisyon azaltım hedeflerini güncellemekte isteksiz davranmış ve bu durum, iklim değişikliğiyle mücadelede gereken acil eylemleri geciktirmiştir.
Bu hayal kırıklıkları, COP29'un iklim değişikliğiyle mücadelede beklenen ilerlemeyi sağlayamamasına neden olmuş ve gelecekteki zirvelerde daha somut adımlar atılması gerekliliğini ortaya koymuştur.
COP29, küresel iklim politikalarının şekillendirilmesi açısından önemli bir dönüm noktası olmuştur. Yenilikçi finansman mekanizmalarının geliştirilmesi, enerji geçişine hız kazandırılması ve dayanıklılık artırıcı projelerin başlatılması, konferansın öne çıkan unsurlarındandır.
Türkiye, 2053 Net Sıfır Hedefi ve yeşil şehircilik projeleriyle küresel iklim eylemine katkısını artırmış ve bölgesel bir lider olarak öne çıkmıştır. Bu süreçte, güçlü uluslararası iş birliği ve bilim temelli politikaların hayata geçirilmesi, hedeflere ulaşılmasında belirleyici olacaktır.
Bình luận