LEED yirmi yılı aşkın bir süredir yüksek performanslı, sürdürülebilir binaların tasarımı, inşası ve bakımı için bir çerçeve standart sağlamıştır. Sonuç olarak, dünya çapında milyonlarca insan LEED sertifikalı binalarda yaşamaya, çalışmaya ve öğrenmeye başlamış ve yeşil sertifikalı binalar, düşünme şeklimizi temelden değiştirerek bina ve inşaat endüstrilerini dönüştürmüştür. Şimdi ise iklim değişikliği ve küresel ısınmanın etkilerini şehirlerimizde her geçen gün biraz daha yoğun hissettiğimiz bu günlerde şehirlerimizde bir devrim yapmaktadır.
Bu yüzden USGBC (Dünya Yeşil Binalar Konseyi), şehirleri ve toplulukları etkilemek için vizyonunu genişletmekte ve şehirlerin performans ve sürdürülebilirliğini ölçmek için küresel olarak tutarlı bir metotdan yoksun olduklarının farkında olarak Aralık 2016'da iki yeni sertifika programı uygulamaya koymuştur. LEED for Cities and Communities, liderlerin şehirlere ve toplumlara etkilerini ölçmelerine, sürdürülebilirliklerini geliştirmelerine ve yeşil enerji, su, atık planları geliştirmelerine ve uygulamalarına yardımcı olmak için tasarlanmıştır, ayrıca ulaşım ve yaşam kalitesine katkıda bulunan diğer birçok faktörü de barındırmaktadır.
Amaç, şehirlerin ve toplulukların çalışma şeklini, insanların yaşam standartlarını iyileştirecek ve sürekli-sürdürülebilir bir iyileştirmeyi teşvik edecek şekilde dönüştürmektir. Sonuçta, daha iyi binalar - ve daha iyi şehirler ve topluluklar - daha iyi ve kaliteli yaşamlara eşittir.
LEED sertifikalı alanlar bina bina, sokak sokak, mahalle mahalle - ve şimdi şehir şehir, insanların yaşamlarını dönüştürmektedir. Dünyanın ilk LEED for Cities and Communities Platin sertifikası ile Washington, D.C., LEED'in insanları, işletmeleri ve mahalleleri desteklemek için katmanlı bir yapı olmasının birçok göstergesi ile canlı bir örneği haline gelmiştir.
Daha İyi ŞEHİRLER
Washington D.C.’nin Belediye Başkanı Muriel Bowser’in sözleriyle: “Sürdürülebilirlik ve dayanıklılığı ciddiye almak Washington, D.C.’nin güvenliği, ekonomisi ve geleceğinin de yararınadır.”
Washington D.C. 2017 yılında Dünyanın ilk LEED Platinum sertifikalı kenti olma ünvanını kazanmış ve 1.620'den fazla LEED sertifikalı yeşil binaya ve ilk LEED sertifikalı İş Geliştirme Bölgesi'ne ev sahipliği yapmaktadır.
LEED for Cities, Sürdürülebilir D.C. Şehir Planında ana hatlarıyla belirtilen hedeflere doğru çalıştığı için Bölge için değerli bir araç olarak hizmet etmekte ve kentin sera gazı emisyonlarını azaltmak, temiz enerjiyi desteklemek ve enerji, su yönetimi, kentsel tasarım ve yaşam kalitesi ve sağlığı gibi konuları içeren toplam sekiz kategoride üstün performanslar sergileyerek bu sertifikayı almaya hak kazanmıştır. Sadece Amerika içindeki kentlere değil tüm dünyaya örnek olmaktadır.
Bugüne kadar ortaya çıkan tüm LEED Sertifika Sistemleri, Dünya Yeşil Binalar Konseyinin binalardaki ve şehirlerdeki tüm yaşamın ve yaşayanların sağlığını ve yaşam kalitesini yeniden canlandıran, sürdüren bina ve topluluk vizyonlarını ve malzeme ve kaynakların çevreye en az zarar verecek şekilde ve sürdürülebilir olarak kullanılmasını destekler. Geçtiğimiz 25 yıl boyunca LEED, yeşil bir bina olmanın ne anlama geldiğini açıklayan bir çerçeve standart yaratmaya odaklanmış ve - bu standardı içinde yaşadığımız yüzyılda çok güzel tanıtmıştır.
Şimdi ise, gelecek nesillere baktığımızda, bugün verdiğimiz kararların yarının performansını ve yaşam kalitesini nasıl etkileyeceğini daha da dikkatli bir şekilde düşünmeliyiz. LEED for Cities and Communities sertifikasyon sisteminin bir sonraki aşaması, hepimiz için sürdürülebilir bir gelecek sağlamak için binaları topluluklara sorunsuz bir şekilde entegre etmek, sürdürülebilirlik çabalarımızdan elde edilen sonuçlara odaklanmak, çıtayı daha yükseğe çıkarmamızı teşvik edecek, böylece vatandaş sağlığını gerçekten iyileştirebilecek, ekonomik büyüme sağlayabilecek ve gezegenimiz, kaynaklarımız ve insanlarımız için doğru kararları verebilecek çözümlere ulaşmak olmalıdır. Basitçe söylemek gerekirse, binaların, mahallelerin ötesinde düşünmeli ve iklim değişikliğine dirençli şehirler ve topluluklar yaratmalıyız.