top of page

Milano’da Porta Nuova Mahallesi Doğayla Uyumlu Tasarlandı

Güncelleme tarihi: 28 Ağu 2023

Dünya kentleri birbiri ardına sıfır karbon hedef yıllarını literatüre uygun metodolojide ve gerçeklikte açıkladılar. Milano 2050'de sıfır karbon olmayı hedefledi. 2025 Kophenag'ın sıfır karbon şehir olacağı tarih düşünüldüğünde Milano pek de önde değil ve hatta Sudi Arabistan'ın Mekke'si ile aynı sıfır karbon şehir olma tarihinde. Çok da öncü bir şehir olmasa da İtalya ekonomisinin sembol kenti birbiri ardına yenilikçi projeler ile sıfır karbon şehri sistemini kuruyor. Bir çok önemli proje çok süratli olmayan takvimlerde uygulanıyor. Bu projeler arasında en bilinenlerinden birisi de Porta Nouva. Bu sürdürülebilir kentsel dönüşüm projesi sadece Türkiye için değil bölgedeki bir çok ülke için örnek olabilir. USGBC konuyu kendi web sitesinde de önemseyerek makale haline getirdi.


Başka önemli bir konu artık yatırımcıların sadece rant ekonomisi değil, sürdürülebilirlik ile Avrupa halkını cezbetmeye çalışması. Avrupalı müşteriler yeni evlerinin veya ofislerinin mutlaka yeşil şehir bölgelerinde, sürdürülebilirlik hedefleri belirlenmiş yerlerde insan sağlığına uygun olarak tasarlanmasını hedefliyorlar. Avrupalı genç müşterilerde ise bu talep neredeyse %100 oranında. Mc Kinsey'in araştırmasına göre AB'de gençler sürdürülebilir ulaşımı tercih ediyor ve özel araç sahipliği statü tanımı olmaktan çıkmış durumda. İşte bu noktada iklime uyumlu şehirciliği isteyen yerel yönetimler, yatırımcılar ve müşteriler sürdürülebilir kentsel dönüşüm başlığında birleşiyorlar. AB ülkelerindeki metropollerde sürdürülebilir şehircilik örnekleri bu üçlü sac ayağı nedeni ile adeta vazgeçilmez bir trend haline geldi. Bunu Türk okuyucusuna aktarmak oldukça zor olsa da, dünyanın nereye gittiğinin görülmesi için şehir plancıları ve mimarlara hayati derecede önemli bir örnek Porta Nuova'da bitmek üzere.

Kentlerin çöküntü alanları sürdürülebilir projeler ile yeniden hayata döndürülüyor. Buna sürdürülebilir kentsel dönüşüm adı veriliyor. Güzel bir örnek LEED sertifikalı İtalya, Milano Porta Nuovo.

Milano Şehri 2050 Sıfır Karbon Kent Hedefinde Ardı Ardına Projeler Yapıyor

Porta Nuova, LEED ND, LEED for Cities için sertifika aldı. Sadece bununla da kalmadı, yine LEED kapsamında LEED Platin ve Gold sertifikalı binalar devreye alındı ve sağlıklı yaşamı içeren WELL Gold alan dünyadaki ilk kentsel yeniden geliştirme projesi oldu. İtalya Milano’daki eski demiryolu bölgesi şimdi yeni mahalleleri birleştiriyor ve Milano halkının doğayla olan bağlantısını yeniden kuruyor. Yazımızda konu detaylarıyla aktarılıyor.

Porta Nuova'nın tasarımı sürdürülebilir binalar ve bu binaların ortasında kentsel yeşil alanlardan oluşuyor. Binaların arasında LEED Platin sertifikalı dünyaca ünlü yapılar var.

İtalya’nın dünyaca ünlü Milano şehri moda, finans, sanat ve mimaride dünyaca ünlü bilinen bir lider. Ancak kuzey İtalya ekonomisinin önemli metropolü sürdürülebilirlik için çok önemli adımlar atıyor. Bu adımlar Milano’yo dünyanın sürdürülebilir şehircilik literatüründe farklı bir noktaya koyuyor. Yazımızda sizlere bu sürdürülebilir şehircilik dönüşümünü aktarıyoruz.


Milano, 2050 yılına kadar karbon nötr olma yönündeki iddialı bir planı uyguluyor. Milano 2050 karbon sıfır şehir planı, kamu binaları için yenilenebilir enerjiye geçmek, yeşil alanları artırmak, kent ormanları yetiştirmek ve terk edilmiş alanları canlandırmak ve daha yeşil bir şehir geliştirmek gibi eylemler içeriyor.

Ağaçlar Kütüphanesi dünyaca ünlü bilinen bir yeşil konut yapısı. Porta Nuova'nın sembol yapılarından.

Milano'nun 74 dönümlük Porta Nuova bölgesi, kentlilerce terk edilmiş çöküntü alanı olmuş bölgelerin sürdürülebilir şehircilik için dönüşümüne somutlaşmış bir örnek proje. Bir zamanlar onlarca yıllık bir demiryolu depolama avlusu olan bölge, ticari ve konut binaları, mağazalar, restoranlar, kafeler ve yeşil ve açık alanlardan oluşan canlı bir sivil, kültürel ve iş merkezine dönüştürüldü. Planda yapılan uygulamaların hemen hemen hepsi yıllarca bölünmüş iletişimsiz, ulaşım bağlantısız mahalleleri birleştiriyor. Sadece bununla da kalmıyor ve insanların doğayla bağlantısını adeta yeniden kuruyor.


Milano'daki yeşil veya başka bir deyişle Sürdürülebilir Kentsel Dönüşüm Projesi üzerindeki çalışmalar 2000'li yılların başında başladı. İtalya'da yer alan gayrimenkul geliştirme firması COIMA tarafından projeye öncülük edildi. Proje bu firma sayesinde gerçekleşti.

“Fikir, yüksek kaliteli kamusal alanlar yaratmaktı, çünkü Milano özellikle böyle yerleri kaçırıyordu.” Stefano Corbella, COIMA Sürdürülebilirlik Sorumlusu.

Biyofilik Tasarım Yoluyla Biyoçeşitliliğin Artırılması

Bölgenin ana planının önemli bir amacı, çevredeki ekosistemi biyofilik tasarım yoluyla rehabilite etmekti. Biyofilik tasarım sadece bitkili bir tasarım yapmak demek değil. Bu konuda yazdığımız "Biyofilik Tasarım Nasıl yapılır?" adlı makalemizdeki kriterler mutlaka uygulanmalı. Porta Nuova bölgesi yeni hali ile şimdi 49 dönümden fazla yeşil ve açık alanı kapsıyor. Bölgede yaya yolları boyunca dağılmış bitki örtüsü ve Varesine Promenade gibi açık hava alanlarında gölge sağlayan yeşillikler bulunuyor

Ağaçlar Kütüphanesi binası yılda yaklaşık 30 ton CO2'yi emiyor. Bu hiç de azımsanmayacak bir değer. Binanın bitkileri bu karbonu büyük oranda gövdelerini oluşturmak için kullanıyorlar. Bir kısmı yapraklarda uçup gidiyor, dökülüyor. Kalan kısım binada fazladan statik yük oluyor. Bunu bahçıvanlar budayarak gideriyor. İlginç bir bina işletme sistemi gerekiyor.

Ağaçlar Kütüphanesi

"Ağaçlar Kütüphanesi" - Biblioteca degli Alberi Milano (BAM) - geometrik olarak tasarlanmış 25 dönümlük bir bahçe ve park. 100 botanik türü ve düzensiz şekilli tarlalara ve dairesel orman kümelerine yayılmış 500 ağaç da dahil olmak üzere 100.000'den fazla bitkiye ev sahipliği yapmakta. Mavi alanlar yeşille birleşirken, göletler BAM parkını noktalıyor ve Piazza Gae Aulenti'de su ögesi çeşmeler akıyor. Rejeneretif bir yapı olan Ağaçlar Kütüphanesi bitkilerin gövdesini oluşturan karbonu yutak alanı olarak çekiyor ve iklim değişikliği etki azaltımı gerçekleştiriyor. Rejeneretif yapılar şehirciliğin geleceğinde önemli rol üstlenecek. Plancılar kentin hangi bölgesinde hangi statüde rejeneretif yapıların olması gerektiğine karar verecekler. Tüm bina tasarım ekipleri de buna uygun binalar tasarlayacaklar. Yani sadece enerji ve su performansı yeterli olmayacak.

Dikey Orman binaların sayısı her geçen gün artıyor. özellikle uzak doğu da önemli bir trend haline geldi.

Bosco Verticale, Dikey Orman Bina

Ancak Porta Nuova bölgesindeki biyofilik tasarımın en önemli vurgulayıcı özü, biyolojik çeşitlilik ve sürdürülebilir mimariye odaklanmasıyla tanınan İtalyan mimar Stefano Boeri tarafından tasarlanan iki yüksek katlı konut kulesi olan LEED Gold Bosco Verticale'dir. Dünya çapında tanınmış bir eser olan binada 90 farklı çiçek, çalı ve ağaç türü bulunuyor.


Toplamda 15.000'den fazla bitki, binaların balkonlarında çiçek açıyo ve bu "Dikey Orman" yapılarının dış cephelerinde açılır. Bu biyolojik çeşitlilik ekosistemi, her yıl 30 ton karbondioksit emebilen 7 dönümlük bir ormana eşdeğerdir. Görülüyor ki binalar çok büyük bir karbon yutak alanına dönüştürülebilir. Rejeneretif binalar geleceğin şehirlerinin vazgeçilmezi olacaklar.


Bitkilerin 30 ton karbon depolaması hiç de azımsanmayacak bir değer. Binanın bitkileri, havadan yakaladıkları CO2'yi yani bu karbon moleküllerini büyük oranda gövdelerini oluşturmak için kullanıyorlar. Bir kısmı yapraklarda uçup gidiyor, dökülüyor. Kalan kısım binada fazladan statik yük oluyor. Bunu engellemek için bahçıvanlar bilinçli bir budama yapıyor. İlginç farklı yöntemlere sahip bir bina işletme yönetimi gerekiyor.


Bölgenin ve binaların şehir planlama tasarım ekibine göre, mevsimler değiştikçe "yeşil alanlar ile binalar için ısıtma ve soğutma talebi arasındaki sinerji özellikle önemlidir". 10 metre uzunluğundaki balkonlar zaten güneş kırıcı gibi binaya iç hacimler için gölge sağlıyor. Ancak gür yeşillikler yaz aylarında bina içine serinletici bir etki yaratıyor. Kış aylarında, yapraksız bitki örtüsü güneş ışınlarının binalara girmesine ve doğal olarak binalara ısınmasına izin veriyor. Bu bilinen strateji bina cephesindeki gölgelendirme başarısını sağlarken diğer yandan karbon yutağı oluşturuyor, kentteki su döngüsüne katkı sağlıyor, akustik ses emici rol üstlenirken ekolojik çeşitliliğe katkı sağlıyor.

Tasarım ekibi ekolojik çeşitliliği, karbon yutak alanını arttırmayı, iklim değişikliğine uyumu sağlamayı ana hedef olarak belirlemiş durumda.

Gelişen Bir Ekosistemi Desteklemek

Kentlerde ekosistemler iklim değişikliğinin etkisi ile adeta çöktüler. Çöken kent ekosistemlerini yeniden oluşturmak insanlar için de yaşanabilir ortamlar yapmak için bir zorunluluk. Burada ilk adım ise istilacı türler olmadan ekolojik çeşitliliği sağlamak. Yani çok çeşitli mono kültür oluşturmayan bir bitkilendirmeye gitmek.


Milano yerel yönetimi, yapılı bir çevrenin ötesinde, Porta Nuova'nın şehirliler için yaşamı canlandıran, sürdüren bir ekosistem olarak hizmet etmesini istedi. Bölge, ısıtma ve soğutma için jeotermal enerjiyi kullanan ve elektriğin %83'ünü yenilenebilir kaynaklardan üreten bir yeraltı suyu ısı pompası sistemine dayanan karbon-nötr bir bölge.


Su sistemi için Porta Nuova, yeşil alanları sulamak için kullanılan ilk içilmez su tabakası ve içme için sağlanan su geçirmez bir doğal kil tabakasının altında bulunan ikinci içme suyu tabakası ile bir akiferi kullanıyor. Bu da çok öncül bir yaklaşım.

Bölgenin tasarımı çöküntü alanının yeşil ağırlıklı bir bölgeye dönüşmesi ve iklime uyuma dayanıyor. Açık alanlardaki biyolojik çeşitlilik arayışı geometrik formlar içinde şaşırtıcı bir plan ile sunuluyor.

Proje alanı kentsel ulaşım bağlantısı ve mobilite açısından faklı imkanlara sahip. Proje bölgesi iki tren istasyonu ve üç metro hattı da dahil olmak üzere toplu taşıma araçlarına kaliteli ulaşım olarak erişilebiliyor. Daha az emisyona sahip araçlara dönüşümü teşvik etmek için 600'den fazla elektrikli şarj istasyonu bölgede yer alıyor. Araç trafiğinden tamamen ayrı olarak 3,2 km (2 mil) den fazla bisiklet yolu bölgede bulunuyor. Bunlara ilave olarak, yaklaşık 40 dönümlük yaya alanları, kentli sakinlerin, işçilerin ve bölgeye gelen ziyaretçilerin ilçe çevresinde koşmalarını, spor yapmalarını, yürümelerini ve gezinti yapabilmelerini sağlıyor.

Adeta bir poster grafik tasarımına benzeyen plan, insan yaşam seviyesinde hissedilmiyor.

Porta Nuova, Milano'da yeni bir kültür merkezi olarak da kentlilere fayda sağlıyor. Sanat galerilerine, sanatçı alanlarına ve kamusal sanat enstalasyonlarına ev sahipliği yapmakta. Ayrıca, bölge halkı topluluğu ve sivil katılım duygusunu daha da geliştirmek için yerel yönetim, BAM parkında yıl boyunca ücretsiz kültürel etkinliklere ve etkinliklere ev sahipliği yapmak için Milano şehri ve Fondazione Riccardo Catella ile ortaklık kurdu. Bölgenin şehir planlama ekibi, bu sponsorlu etkinliklerden elde edilen gelirin daha sonra parkın bakımına yeniden yatırıldığını ifade ediyorlar.

Plan çok şaşırtıcı olsa da insan yaşam seviyesinde Porta Nuova çok da faklı bir mekan algısına sahip değil. Bildiğimiz kentsel yeşil alanlara sahip. Ancak üst ölçekte iklim değişikliğine uyumlu bir tasarım var.

"Parkın amacı, mahalleyi yeniden birbirine bağlamak ve herkes için bir topluluk toplanma yeri oluşturmaktır. Aynı zamanda açık hava spor salonu, çocuk oyun alanı ve evcil hayvanlar için özel bir alan ile sağlık ve zindeliği teşvik eden bir yerdir." Stefano Corbella, COIMA Sürdürülebilirlik Sorumlusu.


Biyolojik Çeşitliliğe ve Sürdürülebilirliğe Sürekli Bağlılık

Porta Nuova, Şehirler ve Topluluklar için LEED kapsamında hem WELL Gold hem de LEED Gold sertifikası alan dünyadaki ilk kentsel yeniden geliştirme projesidir.

Proje alanında ek olarak, bölge çevresindeki 30'dan fazla bina, altısı LEED Platin seviyesinde olmak üzere farklı seviyelerde LEED Sertifikası ile sertifikalandırılmıştır. "Performansımızı aynı çerçeveye dayanan diğer uluslararası projelerle karşılaştırmanın bir yolu olarak sertifika aldık. Projeye bir farklılaşma ve değer unsuru sağladı." “Milano'daki iklim değişikliğinin sıcak hava dalgalarına neden olacağının bilincindeyiz, bu nedenle yeşil alanların uygulanması ve kamusal alanların kalitesinin ve kullanılabilirliğinin iyileştirilmesi iklim değişikliğinin hafifletilmesine yardımcı olabilir”. Stefano Corbella, COIMA Sürdürülebilirlik Sorumlusu.

Dikey Orman binalar şehirlerde gün geçtikçe daha fazla rastlayacağımız tasarımlar olacak.

Bölgenin ilk aşaması tamamlanmış olsa da, COIMA şu anda Porta Nuova çevresindeki gelişmelerini genişletmenin bir sonraki aşamasında. Bölgeyi geliştiren firma, mevcut ofis ve konut binalarını yenilemenin yanı sıra yenilerini inşa ediyor ve çevredeki altyapıyı geliştiriyor. Tüm bunlar yapılırken biyolojik çeşitlilik ve sürdürülebilirlik ön planda tutuluyor.


Porta Nuova ile olan deneyimlerinden ilham alan Milano şehir yönetimi, bir belediye olarak sürdürülebilirlik stratejisini sadece çevresel sürdürülebilirliği değil, aynı zamanda sosyal sürdürülebilirliği de kapsayacak şekilde geliştiriyor. Belediye, projelerinin her biri için hem çevresel hem de sosyal hedefleri (kültürel etkinlikler yoluyla toplum katılımını artırmak gibi) dahil etmeye başlandı.

“Porta Nuova, kentsel dönüşüm projeleri yaptığımızda, olumlu sosyal etki de sağlayabileceğimizi kabul etmemiz için bir kilometre taşıydı.” Stefano Corbella, COIMA Sürdürülebilirlik Sorumlusu.

Kentsel yeniden yapılanmaya başlamak isteyen diğer şehirler Milano üç yönlü bir strateji sunuyor.

  • İlk olarak, sürdürülebilirlik için özel bir nokta personele sahip olunmalı.

  • İkinci olarak, kamusal alanların gelişimine öncelik verilmeli. Çünkü kamusal alan insanları cezbediyor ve bölgeyi yaşanabilir kılıyor.

  • Son olarak, doğru çözümü sağlayan tasarımlar yapılmalı. Tasarımlar iklim değişikliği etki azaltımı ve uyum stratejilerini içermeli. Şehrin ihtiyaçlarına göre tüm stratejiler tasarıma yansımalı. En temel yaklaşım yeşil ve enerji tasarruflu binalar sağlamak ve bu sayede kentin bütüncül politikalarına teşvik sağlamak.

Dünyadaki metropoller her ne kadar tanınmış ve gelişmiş ekonomiye sahip olsalar da sürdürülebilirlik hedefleri ve bu hedeflere giden projeler sayesinde yeniden vücut buluyorlar. Bu projeler münferit uygulamalar değil, büyük bir sistemin parçası gibi uygulandığında kentler sıfır karbon hedeflerine güvenle ulaşıyorlar. Milano bunun güzel bir örneğini Porta Nuova ile sergiledi. Türkiye’de ise İstanbul ve İzmir Büyükşehir Belediyeleri sürdürülebilir kentsel planlama alanında yoğun emek sarf ediyorlar. Türkiye’nin iklim değişikliği etki ve riskleri altında olan şehirlerinin benzer bir yol haritasının olması tüm dileğimiz.


Fotoğraflar:

İtalya'nın Milano kentindeki Porta Nuova'da bulunan Biblioteca degli Alberi Milano (BAM), geometrik olarak tasarlanmış 25 dönümlük bir bahçe ve 100.000'den fazla bitkiye ev sahipliği yapan bir parktır. Bazı fotoğraflar COIMA'nın izniyle USGBC web sitesinden alınmıştır.

332 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page