top of page

Sünger Şehir veya Yağmur Suyu Geçirimli Şehir Nedir ve Nasıl Çalışır?

Güncelleme tarihi: 20 Oca 2023

Sünger Şehir veya Yağmur Suyu Geçirimli Şehir Nedir?

İklim değişikliğinin şehir altyapılarına etkisi çok büyüktür. Şehirler mevcut yağış rejimlerine ve su kaynaklarına yönelik olarak tasarlanmış olan altyapı sistemlerine sahiptir. Ancak değişen iklim şehir sellerine, yer altı su kaynaklarının kurumasına, suyun kirlenmesine neden olmaktadır. Mevcut altyapı sistematiği değişmek durumundadır. Şehir su döngüsüne ilişkin kurallar iklim değişikliği nedeni ile farklılaşmış, kent altyapılarını yetersiz hale gelmiştir. Değişen iklim suyun insanlık tarafından kullanımını zorlaştırmıştır. Yağış rejimleri değişmiş, kuraklıklar veya büyük miktarda yağış içeren fırtınalar şehirlerin su problematiğini oluşturmuştur. Örnek vermek gerekir ise yağmur suyu için yapılmış olan kentsel altyapılar çok büyük çaplara ulaşsalar da yetersiz gelmektedir. Şehirler iklime uyumlu yeşil altyapı anlayışına geçmek zorundadır. “Geçirimli Yüzeylere Sahip Şehirler” veya popüler tabiri ile “Sünger Şehirler” yağışların kentteki biyolojik üst yüzeyler tarafından karbon yutak alanlarıyla emilmesini ve bitkilerde kullanılmasını, kentin altyapısının zorlanmamasını sağlamaktadır.

Bu sayede büyük zarar verebilecek sel baskınları olmamakta veya daha az sayıda gerçekleşmektedir. İklim değişikliği ile mücadele etmek için geçirgen yüzeyli şehir, oluşan yüzey sularının süzülmesini, emilmesini, farklı amaçlarla kullanılmak üzere depolanmasını ve hatta arıtılmasını sağlayacak sürdürülebilir bir çözümdür.

Araç ve yaya yollarındaki yağmur suyu yönetim prensipleri.

Sünger Şehir veya Geçirimli Yüzeylere Sahip Şehir Nedir?

Yağışların geçirimli yüzeyler sayesinde düştüğü alanda depolanması (hasat edilmesi), bitkileri ve hayvanları beslemesi ve yer altı su kaynaklarını beslemesinin sağlanmasıdır. Sünger şehirler, yağmur suyunun yüzey akışı haline gelmesini engeller. Yağmur suyunun depolanması ve toprak tarafından emilmesi esas alınır. Sünger şehirler yağmur suyunu adeta sünger gibi emen yüzeylere sahiptirler. Kentsel alanlarda suyun depolanıp kullanılması, toprak tarafından emilmesi ile bitki ve hayvanların kullanması suyun sadece afet ve sel boyutu değil, tedariki boyutunda da fayda sağlamaktadır. Kent kendi su ihtiyacının bir kısmını kendisi yağışlardan elde ederek kullanabilmektedir. Sünger şehir konsepti sel, su baskını ve bunlardan kaynaklanan can ve mal kaybını engellemektedir. Ancak, diğer yandan bahçe sulaması, tuvalet rezervuar suyu gibi düşük arıtma seviyeleri ile karbon emisyonu yapmadan su tedariki sağlanabilmekte, kentin su talebi düşmektedir. Bu sayede kent su tedariki boyutunda da değişen iklime dayanımlı olmaktadır.


Su Konusunda Yeşil Altyapı Teknolojileri Nelerdir?

Yeşil altyapı teknolojileri, yağmur suyunun emilmesi için toprakta daha fazla geçirgenliğe izin veren konuları içerir. Kentsel yeşil altyapı alanları:

  • Açık alanlar ve rekreasyon alanları

  • Spor alanları

  • Araç yolları ve otopark alanları

  • Yaya yolları ve kaldırımlar

  • Yağmur bahçeleri

  • Sarnıçlar

  • Yeşil çatılar

  • Yeşil duvarlar

  • Kent tarımı alanları

  • Kent bina stoku çatı alanları

Kentte yer alacak olan yeşil altyapı iyi planlanmalıdır. Yeşil altyapıya yatırım yapmak basit bir iş olarak ele alınmamalı, son derece hesaplı ve kuralları olan uygulamalar yapılmalıdır. Yerel yönetimlerim farklı birimlerini ve yetki alanlarını birleştiren multidisipliner bir yaklaşım gereklidir.

Yağmur suyunu hasat etmek 900 yaşında binaları olan Mardin’de, Samsun’un taş evlerinde ve hatta Anadolu’nun her köşesinde yer alan Roma şehirlerinde bile yapılıyordu. Biz neden bunu unuttuk?

Bu nedenle ketteki su sorunsalına entegre olarak bakan entegre su yönetimi kavramı üzerine gidilmelidir. Buna uluslararası literatürde entegre su yönetim planı anlamına gelen Integrated Water Management Plan (IWMP) ismi verilmektedir. Konuya imar, çevre, atık, altyapı, baskın, enerji, vb interdisipliner ekip ile beraber çözüm aranmalıdır.


Tüm bu nedenlerle, sünger şehir projesi uzun vadeli özenle ele alınması gereken bir plandır. Su Koordinasyon Merkezi gibi bir koordinasyon merkezi olan, halka açık yazılımları olan bir sistem yerel yönetimler tarafından tasarlanmalıdır.


Sünger şehirler sel ve su baskını riskini azaltmanın yanı sıra, suyun kalitesi üzerinde de fayda sağlarlar. Kentsel alanlara her yağan yağmur damlası çok noktalı kirlilik sayesinde kirlenmekte, iyi bir yağmur suyu şebekesi olan şehirlerde ise arıtılmak zorunda kalınmaktadır. Bugün Türkiye şehirlerinde her yağış kentin arıtma sistemine yük olarak gelmektedir. Arıtma tesisleri kısmen kendi enerjisini üretse de, fosil yakıtlardan gelen enerjiyi tüketmekte, iklim değişikliğine olumsuz katkı yapmaktadır. Bu nedenle şehirlerin geçirimli olması aynı şekilde kent emisyonlarını da düşürmektedir. Kente gelen her yağış arıtma yükü getiriyor ise, gelen her m3 su kentlilerden toplanan para ile arıtıldığından önemli bir gider de olmaktadır. Genellikle bu gider boyutu ihmal edilmektedir. Ancak teorik olarak kentte arıtılan suyun yarısı yağışlar ile arıtma tesislerine gelen arıtma yüküdür.

Kentlerde su yönetimini zorlayan dinamikler ve iklim değişikliği.

Yağmur suyu kirlenmeden kullanılır ise şehirde erozyon olmamakta ve şehir daha temiz hale gelmektedir. Toprak korunmakta, tarımda ve bitkilerde değerlenerek fayda sağlamaktadır. Ayrıca yeşil alanların artması ısı adaları ile doğrudan mücadelede etkilidir. Kentte biyoçeşitlilik veya ekolojik çeşitlilik artmaktadır. Kentsel nüfusa boş zamanlarında kent tarımı yapmalarına imkan sağlanabilmektedir. Kentte mikro iklimin iyileştirilmesi ve kentsel alanların iyileştirilmesi de sağlanmaktadır. Bundan dolayı sünger şehirler için kısa vadede üzerinde çalışılması gereken zorlu bir süreç olsa da, uzun vadede şehirlerimiz için verimli hatta kaçınılmaz bir yatırımdır.

Bioswale: Bitki yağmur hendeği, şiddetli yağışlar esnasında veya sonrasında sel riskini azaltmak amacıyla genellikle yollara yakın kentsel bölgelerde bulunan doğrusal, içi bitkilenen ve alçak eğimli bir çukurdur. Bitki Yağmur hendeği, yüzey su kaçaklarını emer, tutar ve iletir. Bunun yanı sıra su bitki örtüsü ve toprak katmandan sızarken kirletici maddeleri ve tortuları da temizler. Bitki Yağmur hendeği için bitki örtüsü seçeneği farklılık gösterebilir ancak derin köklü yerli bitkiler yaygındır ve tercih edilir.

Yağmursuyu Yönetiminde Sünger Şehir Yaklaşımı

Sünger şehir, Yeşil Altyapı Teknikleri, Su Duyarlı Kentsel Tasarım yaklaşımları klasik borulu kentsel drenaj sistemlerinin dışında bu sistemlere alternatif ve destekleyici olarak geliştirilen ekolojik temelli yağmur suyu yönetimini esas alan yaklaşımlardır. Bu yaklaşımlar olmaz ise mevcut altyapıların tamamının çok üst seviyede altyapılar ile değişmesi gereklidir. Bu büyük altyapı inşaatı ve kamulaştırma maliyetleri getirecek, mevcut koridorlarda kent ulaşımı inşaat sırasında kapanacağından trafik sıkışıklığı gibi bir çok farklı ekonomik etki ve kirlilik etkisi de de yapacaktır.


Temel olarak kentsel alanlar üzerine düşen yağmursuyunu yeşil altyapı teknikleri kullanarak yönetmek zorunludur. Ana fikir, yağmur suyunun mümkün olduğunca düştüğü alanda toplanması, depolanması ve sızdırılması üzerine kuruludur. Böylelikle sokak ve yollarda oluşan yüzey akışı azaltılarak mevcut altyapı sistemleri rahatlatılır ve taşkınlar önlenir. Bunun yanı sıra uygulanan yeşil altyapı teknikleri sayesinde ekolojik çevre gelişir, biyo-çeşitlilik artar ve kentsel ısı adası etkileri azaltılmış olur.

Kentsel Bağlamda Su Döngüsünün Bileşenleri ve Entegre Kentsel Su Yönetimi Planı

Değişen iklim koşulları ile şehrimiz üzerine kısa süreler içerisinde daha yüksek yağış miktarları düşmekte, bu durum kentin mevcut yağmursuyu altyapısını zorlamaktadır. “Sünger Şehir Projesi, yağmur bahçeleri, biyolojik hendekler, geçirimli yollar, yer üstü depoları ve sızma göletleri gibi çeşitli yeşil altyapı tekniklerinin kullanılarak altyapı üzerinde oluşan bu streslerin ortadan kaldırılmasını hedeflemektedir.


Neden Yağmursuyu Yönetiminde Yeşil Altyapı?

Yağmursuyu yönetimi yeşil altyapı teknikleri doğadan yararlanarak suyu yakalamayı, depolamayı ve temizlemeyi hedefler. Bu doğrultuda; kentsel taşkınları ve kentsel ısı adası etkisini hafifletir, yağmursuyu altyapısı ile yapılı çevreyi ve biyolojik çeşitliliği iyileştirir. Yüzey akış sularında kirlilik etkenlerini azaltarak sağlıklı çevre oluşturmayı hedefler. Toplanan ya da hasat edilen yağmursuyu, sulama amaçlı veya evsel amaçlı kullanılır.

Şehirlerde Yağmur Suyu Hasadı

Sünger şehir konseptiyle yağmur sularını toplamak, temizlemek, kullanmak ve yeraltı sularını beslemek amaçlanıyor. Bu konseptin sel ve taşkınlar için de çözüm olabileceği düşünülüyor.

Sünger şehirlerde yağmur suyu hasadı önemli bir başlıktır. Sünger şehirler başka ülkelerde, Yeşil Altyapılar gibi başka isimlerle de anılmaktadır. Sürdürülebilir şehirler, akıllı şehirler, sünger şehirler gibi. Bu yaklaşımların hepsi bazı şehircilik fikirlerine dayanmaktadır. Sünger şehirler aslında doğayı taklit etmeye benzemektedir. Doğaya müdahale etmediğimizde, su doğal olarak toprakla ve yeraltı sularıyla buluşmaktadır. Doğa da suyu bazı su yüzeylerinde, sulak alanlarda ve göllerde toplamakta, hayvanların ve bitkilerin kullanımına doğal olarak sunmaktadır. Şehri tasarlarken doğayı taklit etmek aslında yüksek teknolojili bir gerekliliktir.


Sünger Şehir Nasıl Çalışıyor?

Sünger şehir konsepti şu anda ülkemizde yaygın değildir. Çin’in uyguladığı sünger şehir konsepti Hollanda’da, Almanya’da ve Amerika’da da usun süredir başlamıştır. Sünger şehirlerin farklı şehirlerde farklı şekillerde uygulanabileceğini söylemek mümkün. Biyotop alan katsayısı bunun AB ülkelerindeki yaygın uygulamasıdır.

Genel olarak şehir bütün halinde suyu emmek üzere tasarlanmaktadır. Geçirimli asfalt yollar ve kaldırımlar gibi eskiden su geçirmez yüzeyler geçirgen hale getirilmektedir. Bu yüzeylerden toplanan su biyoswale’lerde veya yağmur bahçelerinde bazen de hendekler ya da yer altı havuzlarında toplanmaktadır. Bu uygulamayla yeraltı suyuna karışan su üç, dört katına çıkartılabilmektedir. Diğer bir uygulama da şehir içinde kurulan su toplama havuzları ve açık kanallardır. Bu alanlar hem sel ve taşkınları önlemede hem de suyu toplamada yeşil altyapı olarak kullanılmaktadır.


Yeşil Çatılar ve Dikey Bahçeler

Sünger şehir tasarımlarında şehir içi yeşil alanlar, yeşil çatılar, dikey bahçeler de çok önemlidir. Kentteki biyotop alanların bir kısmı dikey bahçelerdir. Zeminde yer kalmadığında dikey yüzeylerin kullanımı kritik olmaktadır. Suyu yakalayan ve kullanan bu alanlar şehrin yeşil ihtiyacını da karşılamaktadır. Diğer yandan da çatılarda toplanan fazla su kanallar yardımıyla yeraltına iletilebilmektedir.


Sünger Şehirlerin Yaygınlaşması Kaçınılmaz

Bu uygulamalar için emek ve bütçe gerekmektedir ancak sağlayacağı avantajlar da bir o kadar büyüktür. Sünger şehir uygulamalarıyla kentte değişen iklime uyum yanında yaşam, hava ve su kalitesi artırılabilmektedir.


İmar Planları ve Sünger Şehirler

Kent nüfusu arttıkça yapılaşma artmaktadır. Yeni yapılaşan alanların yapılaşma kuralları içinde iklim değişikliği azaltım ve uyum bağlamı yanında sünger şehir kavramı da mutlaka yer almalıdır. Yapılaşmayla birlikte kentlerde su döngüsü ve planlama bağlamı birbirinden ayrı tasarlanmaktadır. Yeni şehir planları su döngüsünü de plan kararlarına, plan notlarına, altyapı alanlarına, yeşil alan mantığına adapte etmelidir.


İzmir Büyükşehir Belediyesi Uygulaması Web Sitesi

İzmir Büyükşehir Belediyesi Yönetmeliği:


Türkiye’de Kent ve Suyun İlişkisi Yeniden Kurulmalıdır

Türkiye şehirleri kent ve su konusunu entegre olarak ele almayan bir planlamanın sonucu. Planlamaya bir bürokratik aşama mantığında bakan neo-liberal yönetimler uzun yıllar boyunca kentte yapılaşma kararları verdiler ve bu yapılara su getirilmesini ve atık suyun taşınarak arıtılmasını doğal bir mantık olarak kabul ettiler. Bunun dışında bir şehircilik ve su yönetimi mantığını bilmediler ve uygulamadılar. Yani Türkiye kentleri büyüdü, DSİ ona su getirmek için barajlar yaptı, kente gelen suyu belediyeler arıtıp sattılar. Kentlilerden toplanan paralar ile atık suyu da kısmen arıttılar. Planlamada hiçbir mekânsal veya mekânsal olmayan planlama kararı su döngüsünü planlamadı ve düşünmedi. Kentlerin yolları suyun getirildiği ve kirletilerek götürüldüğü koridorlar oldular. Neticede kentlerimiz günlük hayatında ve her yağışta milyonlarca metreküp suyun kirletildiği, sonrasında halkın parası ile arıtılmaya çalışıldığı, su kirletme merkezleri haline geldiler. Her ekolojik yaklaşımın bir sonu var. Artık yeni şehircilik anlayışı suya çok boyutlu bakmayı gerektiriyor. Türkiye doğayla ilişki kurmayı unuttu ancak yeniden hatırlaması zorunlu, kaçınılmaz gözüküyor.


Mardin'de 900 yaşında yağmur suyu depoları tüm tarihi binalarda halen çalışır halde.

Yağmur suyunu hasat etmek 900 yaşında binaları olan Mardin’de, Samsun’un taş evlerinde ve hatta Anadolu’nun her köşesinde yer alan Roma şehirlerinde bile yapılıyordu. Biz neden bunu unuttuk? Eski yerleşimlerimizden gelen bilgiyi neden çağımıza taşımadık? İnsanların tecrübe ettiği konular kentleşme ise, bu deneyimlerimizi bize unutturmuş olan şey acaba bize tüketimi dayatan ekonomik düzen miydi? Geçmişimizi unutmadan kentlere yaklaşabilmeli, doğayla birlikte, ona zarar vermeden, ondan faydalanarak ve hatta ona rejeneratif şehircilik kavramı ile katkı sağlayarak nasıl yaşayacağımızı planlamak bizler için hayati.



1.924 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page